Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GÖLGEDE KALANLAR 2 DORETHEA TANNING

Resim
Dorethea Tanning belki o kadar gölgede kalmadı ama güzelliğinin gereği Max Ernst'in üçüncü eşi olması; çok uzun yaşamında  ( 2012 de 101 yaşında öldü) onu sürekli ikinci plana attı. Biraz ' da "beraberliklerin" kanunudur bu; biri ötekini gölgeleyecek, ayrıca Max Ernst daha önce yine sürrealist ressam ve yazar Leonar Carington'la yaşamıştı, o da Tanning gibi güzel kadın, iyi bir ressam, çok önemli bir yazardı. Max Ernst Leonar Carington Ama Max Ernst'in ünü,  Paggy Guggenhaim'le yaptığı ikinci evliliğinden kaynaklanır; 20 yüzyıl sanat tarihini, amcasının yolunda ve  onun mirascısı olarak, resim tutkusundan çok, ressamlara odaklanan ve de onlarla yaşayarak,  evlenerek yazan "autoditacte" Peggy Gugenheim, harp nedeniyle Avrupa'dan Amerika'ya göçen çok sayıda ressamı ekonomik kontrol altına almıştı. Bu süre içinde ressam Yves Tanguy'le beraberken onu bırakıp Max Ernst'le evlenmesi, Tanguy'i de resim tarihinde gölg

GÖLGEDE KALANLAR 1/ MARTINE FRANK

Resim
Martine Frank'ı kanımca çok az  kişi tanır; 2012 de 70 yaşında öldüğünde, basında genellikle Henri Cartier- Bresson'nun eşi diye çıktı haber. Ünlü Magnum Foto ajansının da kurucularından olmasına rağmen, çoğu kez basında çıkan fotoğraflarını başkası sananlar çoğunlukdaydı. Oysa çok önceleri ünlü Amerikan dergileri : Time, Life'ın foto muhabiri ve de Ariane Mnouckine ve tiyatrosuyla dünyayı dolaşıp çektiği fotoğraflar katiyen Cartie-Bresson'u aratmaz. Ressam Balthus Utangaçlığımdan beni kurtaran fotoğraftır, makinayı tutmak bir gereklilik, bir eylem olurken; bir artist gibi değil, kendim gibi davrandım, demişti ama elindeki Leica  neler görmedi; ressam Leonor Fini ressam Dado  Yaacov Agam / plasticien Fotoğraf bir göz, ne yorum yapabiliriz üstüne? içerik o kadar uçucu ve geçiçi ki ışık hızı gerekli bir denklanşör'e basmak için. Bir fotoğrafcı dostuma geçende söylediğim gibi: "fotoğrafa baktıran nedir?", örne

KAPILARIN DIŞINDA 2

Resim
Lorenzo Ghiberti/La Porte de paradis 1452  broz-altın kaplama Duamo'nun ikinci kapısı  yani Michel - Ange'ın deyimiyle "cennet kapısı" kuzey kapısı oluyor. 1452 de Lorenzo Gilberti, yine bas- relief ve bronz üstüne altın kaplama olarak İsa'nın yaşamından "fragment" ları sergiliyor İkinci gün moralim yerinde, dışında uyuduğum Baptistére'in içindeyim, ünlü kapılarının anlatımına, ustalığına bakarken bugün bir türlü becerilemeyen  bronz sanatını ve de heykeli düşünüyorum, Akademi'yi anımsıyorum, beceriksiz ellerde katledilen Atatürk heykelleri ve de onların dökümü aklıma geliyor. Katedral Santa Maria Del Flore'de Philppo Brunelleschi'nin kubbesine bakarken; İstanbul'u anımsıyorum, ne güzel Bizans'ı bunlarla paylaştığımıza seviniyorum. La Galleri des Office 'e giderken açlığım aklıma geliyor; bir çeşme bulmak için yolumu değiştiriyorum. İnsan bir "denge uzmanı"; Orhan Duru'nun o harika kitabında oldu

KAPILARIN DIŞINDA 1

Resim
Baptistére Saint-Jean Floransa'nın öbür Avrupa kentlerinden ayrıcalığını hemen anladım, eş zamanlı bir tarih sanki donup kalmıştı ama neye adanmıştı bu sanat;  kim, nasıl ? Bildiklerimizin ötesinde bir "merak" kentindeydim. Önce dışı dolaştım; açık hava müzeleriydi her yer, görkemli köprülerinden geçerken, dingin ve gururlu akan Arno nehrinin belleği hiç de düşündüğüm gibi değildi. 1966 yılında yatağından çıkıp kenti harap etmişti; müzelerden milli kütüphaneye, Cabinet Vieusseux'deki estamplardan, katedrale ve de duvara asılı Cimabue'nin eşsiz "crufication" nu, Bargello müzesindeki suların götürdüğü silah kolleksiyonuna kadar. Yine insan belleği geçmişi çok çabuk unutuyor: 1333 de yine taşmıştı ve yıkmıştı Floransa'yı. Her iki kez tüm hasar onarıldı ama suyun dokunduğu değeri ölçülemez; tabloların ve kitapların restarasyonu hemen hemen 15 yıl sürecekti. 1966 Floransa sel baskını- Les Offices Amacım Floransa'nın sanat tarihinden