Kayıtlar

Şubat, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

OXYMORE / İSTANBUL- ŞUBAT / NAHİT HANIM

Resim
Geçen kez Ahmet Arif'in Leyla Erbil'e mektuplarıydı; Issız Anadolu  kentlerinde o yıllar, nasıl olunabilirse öyle, kahrolan bir şairin mektuplarıydı; görünürde yazarın  yazara, şairin şaire olarak yansıyan bu yazışma; bilmiyorum Leyla Erbil'i ( çünkü tek yön, Leyla'nın yanıtları yok ve de üstüne bu yazışmanın ortalarında bir evlilik yapıyor ) ama Ahmet Arif'in mektupları bir aşk yangını. Bu kez Orhan Veli'nin Nahit Hanıma mektupları, gelip yaşantımın en güzel dönemlerinin konumuna gelip oturdu. Nasıl anlatılır; geçmiş  turquioise cam bir vazo gibi artık içine çiçek bile konulmayan, bakıyorsunuz ama görmüyorsunuz, anılar köşesinde. Sırları dökülmüş antik ayna, derinliklerinde yiten ya da yaşayan en güzel dostlarımı saklıyor; dedim ya, bir akşam güneşi girer perdenin bir aralığından, dönür dolaşır ve o kendiliğinden bırakılmış -unutulmuş değil- dost portrelerine şöyle dokunur ve her kez yüreğim yanar; kaçarken kapıyı çekmiştim, dönmemek üzere; melonkolimi, iç sık

GÜNLÜK 1 ERDAL ALANTAR'IN ÖLÜMÜ

Resim
Erdal Alantar / peinture Erdal Alantar / mayıs 2011  Evry Herşeyi açığa çıkartmanın zamanı mı? Ama bu kadar birikmiş yaşanmışlık anlatmazsan neye yarar, hani geçende ölen ressam dostum durmadan anlatırdı, sen de gülerdin; olamaz, gerçekten doğru muydu, evet o anlatırken karısı Sevinç'de vardı ve ikisi beraberdi Roma'ya geldiklerinde. 1950 yılları sonu, yolculuk Paris'e ama önce İtalya'yı bir deneyecekler Floransa'da bir yıl, öncelikle çok önemli biriyle karşılaşmak; Trenden iner inmez bavulları bırakıp, adresi sora sora Plazza Spagna'ya geliyorlar, hava çok sıcak, ünlü merdivenlerde turist kaynıyor , nereden bulmuşsa elindeki adres 31 Plazza Spagna, ; uzaklaşıp bakıyorlar binaya, acaba doğru mu, hayran olduğu bu ressam burada mı oturuyor? Giorgio de Chirico Meydana hakim büyük taş bir bina içine girdiklerinde Chiroco'nun izini nerede bulacaklar? Kapıcı belki öğlen uykusunda, merdivenlerden inen yaşlı bir kadın üst katı gösteriyor; belki gel

OXYMOR / UFUK ÇİZGİSİ

Resim
Bruegel / İcare'ın düşüşü Bugün pazar; dingin ve aydınlık bir gün, şubat ayının ilk günü, hava fazla soğuk değil, parktaki kuşlar yanılıp ilkbaharı müjdeleyen sesler çıkartıyor, herkes yanılabilir diyorum! Belki onlar da sıkıldılar bu monoton günlerden. Dünyadan gelen haberler de hiç iyi değil; nedense hep pazar sabahları kendinle bir iç hesaplaşma yapılır ama benimkisi daha da erken yılların bir sıkıntısıdır; 40-50 yıllarının taşra kentlerinde engizisyon misali okulların 15 günlük şubat  tatiline girdiği, karlı, soğuk, umutsuz; notların hiç de iyi olmadığı giyotin gibi başımın üstünde duran "karne", " annemin silahıydı bu "; "..babama layık olamamam ve de bu gidişle.." ama kim dinler bunu, kedilerimize bakardım; onların böyle bir derdi yok, sobanın yanında ilkbaharı düşlüyorlar. Şehir sineması - çarşamba ve cumartesi - günleri; RKO'nun 2. sınıf filmleriyle vahşi batıya, pathé'nin dünya haberleriyle dünyaya ve de cartoon'larla pek iyi