Bir kaç gün için İstanbul'dayım , ne garip, bu kent bana bir " ikinci " gün hüzünü verir ; belki de yaşanmışlıkların " ertesi günü, pişmanlığa benzer bir şey . Aziz Çalışlar 'ın ölümüyle perdeyi kapatmıştım oysa nice dostlarımın ve yaşanmışlıkların külleriyle kaplı eski bir volkan görünümü , mekanların sanki belleğine işlemiş . Ya kalanlar diye sorarsanız ; dostlukların paradan daha önemli olduğu günleri yaşadığım için, tanıkları , eski beraberlikleri bir- fenomen fişi gibi- belleğim onları, kendi arka odasına yerleştirdi . Düşledikleri ortamı ve konforu buldular , " contemporary'nin bereketli toprağında bir compleks aşamasındalar , büyük sanatcı ve onur listelerinde , müzayedelerde çığırtganlara kendini ; " işte yeni bir baş eser " dedirtmek mutluluğu , Sotbey's in atına binip , Dubai'yi fethe çıkmak artık bir " illision " değil Şamata yapmak sanki gereklilik , bu absürt dışa vuruş , can sıkıntısından öte bir şey getiremiy...