Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAYAL MÜZELERİ 11 /ZURBARAN - SAINT LUCIE

Resim
Zurbaran / Saint Lucie - 1636 / Chartre Fransa'da taşra müzelerinin kaderi , ellerindeki önemli tabloları Paris'in ünlü müzelerine vermek zorunluluğundan bir nevi 2. sınıf olmasıdır. Bazı müzeler belki bir-iki tuvali  elinde tutabilmişse bundan turizm adına yararlandıkları şüphe götürmez . Chartres müzesinin de gözde tuvali Zurbaran'nın "triptique" olarak yaptığı St Lucie'dir , ötekiler Amerika'da washington müzesindedir. Zurbaran / St. Lucie - Washington Saint Lucie'nin öyküsü ; sicilya'ya özgü , Syracuse kentinde geçiyor 4 yüzyılda . Zengin bir ailenin kızı bakire azize Agathe'ın etkisinde, ona tapıyor . Annesi eutycie bir süre sonra amansız bir hastalığa yakalandığında Lucie azize Agathe'dan yardım istiyor. Evet annesini iyileştirebilir ama kendisinin de bakire olarak kalması ve annesinin tüm varlığını fakirlere dağıtması şartıyla. Lucie kabul ediyor ve annesi iyileşiyor ; şimdi sağlıklı ama fakir. Lucie'nin güzelliği ve

ORTHODOXE' LUKLAR

Resim
Bugüne kadar savunduğumuz ya da inandığımız değerlerin, insana dair "güzel" duvarının yıkımı , çirkinin para maskesiyle sanatı kendi "monopole"üne alması sonucu, geldiğimiz yer ; sanatı yaratmanın "yaz denizlerinden" kaynağı bilinmez " paranın" kaynaştığı sulara sürükledi ; vereceğim örnekler bir kaç gün önce izlediğim , internet'den de kolayca bize ulaşan haberler: JEAN MICHEL BASQUIAT/ TUVAL 1981 Christie's'ni son satışları arasında Basquiat'nin gördüğünüz tuvali 26.4 milyon dolara satıldı. Bugün dünyanın tüm kentlerinde can sıkıntısının başkaldıraya dönüştüğü, başıbozuk gençlerin duvarlarla hesaplaşmasının "graffiti" adıyla sanatın kapısını çalmasının sonucu ortaya çıkan bir "décadence". Hayal müzelerimin çok az bir ressamının ulaşabileceği bir para değeri , yazık! Jeff Koons/ Tulips Varoluşumda katiyen kabul edemiyeceğim ve de sürekli yazdığım bir başka fenomen de iki milyarder "san

ŞİİR

Geçen yazılarımdan birinde şiirden sözederken "ŞİİR ÇEVRİLDİĞİ ZAMAN BUHARLAŞIR" demiştim , Bu konuda Melih Cevdet Anday'ın 90 lı yıllarda Cumhuriyet gazetesinin kendi "Olaylar ve Görüşler" köşesinde yazdığı ilginç alıntıyı sunuyorum : "... NAR dergisinin Temmuz-Ağustos 1996 tarihli sayısında Stephan Mallarmé'nin ünlü Brise Marine şiirinin beş ayrı çevirisine yer verilmiş. Özgün şiirin ilk dizesinin Fransızcası şöyle : La chair est trist , hélas ! et J'ai lu tous les livres Fuir ! la-bas fuir ! je sens que des oiseaux , son ivres Şimdi çevirilere bir göz atalım : Ten bitirdi hazlarını , tükendi kitap ; Kaçsam ,  kaçsam uzaklara... üstümde mehtap ,                                        ( Kamelettin Kamu ) Her kitap bitti yazık..ten yavan , sinsi , derin.. Kaçmak isterim gökle o meçhul köpüklerin                                         ( İ Cevat Arısu ) Bütün hazları tattım , kitapları okudum Ah kandırmadı ; kaçmak kurtulmak isti

HAYAL MÜZELERİ 10 / CLAUDIO BRAVO

Resim
Madona / peinture-tuval/ 240x200-1979 Eski resmi , ustaları ve de onların ulaşılamaz resim teknikleri , müze gezintilerimin "sanal" koridorlarında kaybolmuşken bir gün , galiba 80 yılları ; Claude Bernard Galerinde karşılaştığım Şili'li ressam Claudio Bravo ile kendi günüme döndüm. Ama daha önce de Güney Amerikalı ressamların nedense öteki ülkelere göre sanatta yenilik yapmak değil gerçekten resim yapmak kaygılarını , iki önemli ressam ;  uluslararası üne kavuşmuş ; Armondo Morales ve Juan Cardenas'sı da yine aynı galeri de tanımıştım. 70 yıllarındaki Paris Akademisi döneminde de Güney Amerika'dan gelmiş öğrencilerin çoğunlukla , başında resmi gereği gibi öğrendikleri gözümden kaçmamıştı . Açıkca kendilerini İspanyol resminin etkisinden öte onun "okul" olarak usta-çırak geleneğinden hareketle resim sanatına girdiklerini sözünü ettiğim tüm ressamların oto-biografilerinde izlenir. Şunu çok iyi kavramakta fayda var ; sanat bir boşalım , "défoulemen

ANXIOGENE

Resim
Philippe Halsman / Dali - 1948 7 / fotoğraf Philippe Halsman çok önemli bir fotoğrafcıdır ; 2. dünya harbi nedeniyle Amerika'ya yerleşen Salvador Dali'yle karşılaşması sanatına şaşırtıcı bir boyut getirmiştir. Bugün fotoğrafın teknik olarak geçirdiği inanılmaz aşama sonucu yaşadığımız "virtuel" boyut , bu Dali fotoğrafını bilgisayarın bir katkısı olarak olağan kılabilir ama 1948 de hiç bir "truquage" , teknik ekleme yapılmadan yalnız bir "mise-en-scene"sonucu , 28 kez istedikleri sonuca varmak için çekilmiş , 28 kez birisi kovayla su atarken , ötekiler kedileri fırlatıyor ve de Dali zıplıyor , elinde paletiyle. Gerçekten "irreel" çok önemli bir eserdir. Şimdi bu fotoğraftan günümüze gelelim : bugün "güncel sanatcı" , conceptuel , kavramcı , plasticien vs. istediğiniz tanımı getirebilirsiniz , kendinden sürekli söz ettirmesi için (sistem öyle çalışıyor) sürekli bir "performance" yapmak zorunda ki pazarın içinde ols

HAYAL MÜZELERİ 9 /ARNOLD BÖCKLIN

Resim
L'İle des Morts - 1880 / 111x155 cm. Kunstmuseum - Basel Arnold Böcklin 1827-1901, İsviçre doğumlu , Düsseldolf  Akademisinde okuduktan sonra bir süre aynı kentte portre ve peyzaj ressamı olarak yaşıyor , Roma , Bale daha sonra Weimer sanat okulunda peyzajist olarak çalışıtıktan sonra Münih'e yerleşiyor. Yaşadığı çağın gereğimidir bilinmez , ilk tablolarından başlıyarak bir ölüm gezinir mekanında ki bu ölüm özellikle bir "antik"  dünyanın dekoruna gizlenmiştir. Bir süre yaşadığı Corfu adası , ölümün peyzajına , kış dekorunun yalnızlığına                                                   selvilerin gizemine , terkedilmiş bir villanın hüznüne ,  gizlice doğaya dönen , karışan mimarinin yıkıntısıyla eşleşir. Acaba adalara özgün bir yalnızlık mıdır bize ölümü çağrıştıran ? Üstelik bu adaların bir de "mitolojik" yaşanmışlığı olmuşsa! Bir gün eşinin ölümüne bir gönderi yapmak isteyen zengin bir bayan ;  Maria Berna Chirist , ressama "düşe özgü"