Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GEÇMİŞ ASLINDA BUGÜNDÜR / DUYGU MERZİFONLUOĞLU

Resim
İnsan hayatının belli bir evresinde, bedeninin içinde taşıdığı ruhun az çok kim olduğunu tanımış ve böylece de doğal olarak bu hayatta neyin peşinde olduğu daha iyi anlamış oluyor. Bu sayede de hayatına giren insanların, başına gelen olayların ve geçmekte olan zamanın daha da çok farkında olmaya başlıyor. İşte o andan itibaren de o güne kadar kendine ve hayata dair tüm anlamış olduklarını aktarmaya başlıyor. Vakti gelmişse eğer, dili döndüğünce, yeteneği elverdiğince, gerçekte kim olduğunu ortaya koymaya başlıyor. İşte o nedenle bazı yolculuklar çok değerli.  Çünkü bu yolculuklarda bir oluş hikayesine şahit oluyor insan. Bir insanın, pek çok boyut, mekan, zaman ve gerçeklik arasında geçiş yapabildiğini görebiliyor. Görsel olarak bu şuna benziyor sanırım. Dünyayı bir labirent gibi düşünün ve ardından da bu labirent içinde elinde sürekli yanan bir mum ile oradan oraya seyahat eden bazı insanlar hayal edin. Bu insanlar, nereden nereye, neden ve nasıl bir düşünce ile gittiğini izleyebildi

GERÇEĞİ DÜŞ GÜCÜYLE AÇIKLIYORUM

Resim
Emrah Kolukısa 21 Temmuz 2020 Salı, 11:49 Uzun yıllardır Paris’te yaşayan ressam Utku Varlık şu sıralar halen devam eden İstanbul’daki son sergisi “Sanrı”da kendisine ilham veren edebi kaynaklardan yola çıkarak ürettiği işlerini buluşturdu sanatseverlerle. Pandemi yüzünden ara verilen ve sonra yeniden açılan sergi Bozlu Art Project’in Şişli’deki  Mongeri Binası’nda 28 Ağustos’a dek sürecek. Biz de bu vesileyle mail yoluyla Utku Varlık’a ulaştık ve sorularımızı yönelttik. ‘BENİ HER ŞEY İLGİLENDİRİR’ İlham kaynaklarınızdan biri de edebiyat ve “Sanrı” serginizde sizi etkileyen yazar ve şairlere selam yolluyorsunuz. Edebi metinler sizi nasıl etkiliyor, bununla başlayalım mı? U.V- Okumak! Zamanın daraldığı bu günlerde, farkında olup da okuyamadıklarımız bir yana, belleğimin beni yönettiği her kaynak, benim “merak bahçem”deki yeşeren bilgi, elimin altında her zaman olanlar, kitaplarım; yani bin türlü yansıma beni yönetiyor. Söyledim, büyük bir bilgi okyanusunda yüzüyoruz. 60 yıllarında

ŞEYTAN TIRNAĞI

Resim
RİLKE’NİN YİNE ŞU SÖZÜNE TAKILDIM: CEHENNEM ARTIK SEVEMEMEKTİR! Çok yaşadığımdan mı, çok gördüğümden mi bilmiyorum, beğeniye özgü bu sığlaşma giderek düşünmeyi, düş görmeyi engelleyen bir zaman dilimine sığındı, izini sürdüklerim yine aynı ormanda yok oldular; bir sihir, bir gizem, bir büyü var mı? Yoksa cehennemin dibine! İşim gücüm o bir başka heyecan; bir müzenin kapısından girerken, kitapçının vitrininden kıvrılıp sana bakan yüzlerce kitaba yaklaşırken, parasızlık günlerimde aldığım bir plakla eve dönerken, uzun süredir beklediğin bir ressamın sergisinin açılışına giderken, ışıklar sönmüş film başlamak üzereyken, atölyeyi düzenleyip yeniden başlıyacağın bir tuvalin önünde dururken, özlediğin bir kız arkadaşınla bir şeyler içerken…işte merak/yaşamak tek kural! Büyük bulvarın açıldığı üç pasajdan birincisinde eski kitaplara bakıyorum, önce hızla-merakla, sonra bıkkın; ne kadar ilgisiz kitap yazılmış ama bugün daha beter; örneğin Fransa’da her eylül yeni sezon’a ünlü ünsüz yayın