UZAKTA FIRAT
Sanki buralarda yaşamışşım gibi bir duygu var içimde , sürekli o ikilemi yaşıyorum ; zaman silememiş taşların belleğini , kil , granit ya da mermer : sonra o ağacın altına oturup uçsuz bucaksız Fırat ovasına bakıyoruz ; ufuk tarifsiz bir mavi , bereket de mutluluk gibidir bir gelir bir gider ama o berekete kimler gelmedi , ne hesaplaşmalar oldu bu topraklarda , Argisti'nin oğlu Sarduri anlatıyor : Fırat durgundu ama oradan karşıya geçen hiç bir kral yoktu şimdiye dek. Tanrı Haldi'ye yakardım , Urartu tanrıları Teişeba'ya Şivini'ye içimi döktüm ; Tanrılar béni dinlediler , bana yol açtılar , Tümeiski önünde askerlerimle karşıya geçtim . Amaç aslında eski bir düşü gerçekleştirmekti , bir türlü gidemediğimiz Nemrut dağı ; daha önce gidenler ; katırla , eşkiyayla , gece - gündüz , sıcak - soğuk ; dostlarımın izlenimleri tüm imgelerini toplayarak yola çıktık , göz alabildiğine boşluk, çıktıkca Fırat çok uzaklarda ışıldıyor , olağanüst