OXYMORE- YENİ PRENS
Tarihde bitmeyen savaşlar, değişen güçler; yıkılan imparatorluklar ama her zaman halklar ve onları yönetenler; krallar, sultanlar, prensler, şehzadeler! Her zaman şaştım; 21 yüzyıldayız ve değişen hiç bir şey yok ama konu tarih değil sanat, resim; geçen gün basında; “Thaddeus Ropac, Londra’nın yeni prensi!” oysa Paris’deki galerisinde Baselitz’in sergisini görmüştüm, bir kaç gün önce. Daha önce yazmıştım; Nobeli almış bir yazar olarak Orhan Pamuk’uğu Paris’deki gelerisinde bir yemeğe çağıran ve Kiefer’i ona tanıştıran Ropac, işini iyi biliyordu; bu olağanüstü gecede Pamuk onlara: “..aslında yazar değil, benim düşüm ressam olmaktı” diyerek davetlileri duygulandırmıştı! Peki kim bu Thaddaus Ropac? Görünüşte ciddi bir Avusturyalı, soğuk, orta yaş; dış kabuklarıyla yargılayamayız insanları ama geçmişine döndüğümüzde, başlangıcını bir tek cümle ile: “..22 yaşında Joseph Beuys’un asistanlarından biri oluyor; “Zeitgeist” - zamanın ruhu- sergisinin Norman Rosenthal tarafından Berlin’de yapıldı