neredeyim ?



sonuç?


 Bir " blog " oluşturarak , çevremdeki izlediğim , bana her türlü şekilde ulaşan , kendi varoluşumu içeren tüm kültür-sanat  ve anıya dönük yazılarımla yapmak istediğim ; ne kadar amacına ulaşıyor bilemiyorum !   Blog'un sayacı " 0 yanıt " verdiği sürece , beni kanıtlamak değil de " ..güzel ama benim de görüşüm şu , ya da "..kendine gel , tutucu olma " vs. diye bir yanıt çok az , yok gibi ! Aralık ayında Ege Sanat Günlerinin çağrılısı olarak İzmir'de yaptığım bir konuşmadan sonra çok sayıda sanatcı , öğrenci bana gelip, söylediklerime gerçekten katıldıklarını ; " çok garip ; kimse şimdiye dek sizin gibi vurmadı bunların kafasına , bize öğretilen :" anlamıyorsam suç benim  ya da sanatın evriminden haberiniz yok vs. Sanattaki etki alanının bir " radioactif " sistem gibi beyinleri silip süprüldüğünün resmini çizdiler. Anlamıyorum o halde varım ,  bugün daha geçerli bir tavsiye ve " beyninizdeki nötronlar contemporary'i algılıyamıyorlar  çok yazık "," anlamak önemli değil gerçekten paranız varsa satın alın ,  aşağılık komplekslerinizin" kısa bir süre sonra yok olduğunu görüp ; Örneğin Beyoğlun'da Mısır Apartmanına girin ; burası contemporary'nin galeriler seçimine giriyor, Galeri Zilberman /Cda-projects ya da Galeri Nev -İstanbul , bu konuda "yıkayıcı " görevlerini yapıyorlar . Aynı modaya soyunmuş öteki galeriler şu anda, daha çok " Akaretler de "toplanmış ve de bu snop çevrenin dekorunda, paranın haritasına göre yön veriyorlar kendilerine.





Karşınızda geçenlerde Christie's satılan " dünyanın en pahalı fotoğrafı " duruyor , 3,1 milyon euro. Andreas Gursky daha önce fotoğraflarını yine büyük fiatlara satıyordu ama giderek fotoğrafın paraca aldığı boyut beni düşündürmeye başladı. Üstelik Arte'de bu konuda bir uzmanın bu fotoğrafın niçin ötekilerden pahalı olduğunu anlattığında , ben de dikkatle dinledim ; " RHEİN 2 bu fotoğrafın ismi yani bu nehrin iki ülkeyi ayıran bir sınır olduğunu düşünürsek , Fransa ve Almanya , fotoğrafın nereden çekildiği üstüne ve de önde görülen çizginin içerikte nasıl kullanıldığı , bunun bir asfalt yol olmasının ötesindeki giderek ufuk çizgisindeki netlikle paralelliği , göğün açık grisiyle , nehrin daha koyu grisinin yeşille olan ilişkisinin bizi önünde saatlerce esir alıyor ". Fotoğrafa hala büyük bir saygım var ama katiyen bize dikte edilen sanata değil , yaşarsak göreceğiz ; bu devasa fotoğraflara o denli paralar harcayanların "megolo " müzelerinde futur'le nasıl bağdaşacak tüm bu çılgınlıklar!

Bu aşağıda görülen uçaksa ; Marcel Duchamp ödülünü bu yıl kazanan genç " plasticien " Mircia Cantor'un , benzin bidonlarından yaptığı savaş uçağı. Bu ödül söylendiğine göre Fransa'nın en önemli ödülü ki kazanana üç ay Pompidou müzesinde sergi ve iyi bir para veriliyor . Ne yazık fotoğrafta görülmüyor asıl işin esprisi ; yerleştirmede dev bir olta var , iyi ki söyledim yoksa bir uçak tek başına ne anlatır ! Biraz daha açarsak konuyu ; sanatcı şöyle bir "moral " sunuyor : " oltaya takılan uçak " , peki uçak oltaya takılır mı?  Galiba Marcel Duchamp'a sorsak iyi olur .








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM