Bémol günler

Bana mı öyle geliyor yoksa gerçekten dış dünyanın yabancılaşma " syndrome "munun dostluklarda da bir değişim sonucu ya da güneşte oluşan manyetik fırtınaların mı etkisi ;  Çatlaklar oluşmaya başladı , ilişkilerde , düşündüğünü söylemek bir risk , bir eleştiri getirmek sanki bir duelloya çağırı , sonuç olarak benim şu anda yaşadığım " démystification " / bir kültür aşınması bunu daha da kanıtlıyor. Tahammül süresi de kısaldı , söylemezsem iç sızıları , söylersem de dargınlıklar ; o zaman ....
Geçen akşam bir kokteylde, İstanbul ve Paris'den en eski tanıdığım , bir hikaye kitabını da resimlediğim yazar dostumun ceketinin yakasındaki mavi roset önce dikkatimi çekmemişti bir süre sonra başka bir yazar hanımın yanımıza gelip " ..demek sen de aldın " takılmasıyla bu rozetin Fransa'nın her nedenle çokca dağıttığı bir onur madalyası olduğunu anladım ki genellikle kırmızı olarak bildiğim için mavi dikkatimi çekmemişti. Bu " L'Ordre des Arts et des Lettres " olarak sanatcılara ,yazarlara vs. verilen madalya, Legion D'Honneur 'dü . Çevremde alanlara takıldığım gibi bu yazar dostuma şunu sordum " ..güzel , görüyorum mutlu ve gururlusun böyle bir onura layık görülmekten ama kendince - ben özgür bir insanım diyebilirmisin  ?  İlk önce beni en fazla şasırtan Abidin Dino'nun böyle bir onura taviz vermesiydi ,yaşamıyla ve de varoluşuyla yaşamının son günlerinde buna gerek yoktu , kendi bileceği bir onur gereksemesi ! Sıra Yaşar Kemal' e geldiğinde bunu veren  kişi ; her fırsatta kendi ülkeni yerden yere vuran , gerçek bir Türk düşmanı ,  çok kritik günlerdi bizim Fransa'daki özgürlülerimizin kısıtlaması adına ,  Yaşar Kemal bunu suratlarına fırlatacak diye düşünmüştüm ama tam tersi , gazetelerdeki fotoğraflarda çok hoşnut , ayrıca teşekkür ediyordu.


Belki yazar dostumuzun 2006 yılında Galatasaray üniversitesi rektörü Erdoğan Teziç'in aynı politik gerilim döneminde bu madalyayı reddettiğini bilmiyordu . Ayrıca ; Daumier'in " ..lütfen beni rahatsız etmeyin ", dediğini , Maupassant'ın, Ravel'in, Sartre'ın , Camus'nün , Jacques Prévert'in , Brassens'in , Leo Ferré 'nin ve de 80 li yıllarda Yaşar Kemal'i Fransa'ya davet ederek ona özel bir televizyon programı yapan , onurlandıran Jean D'Ormesson'nun ve de nicelerinin ! Bunu geriye çeviren ünlü bir gazetecini dediği gibi : "..işini özgürce yapmak isteyen bir gazetecinin böyle onurlardan uzak durması gerek.."
Sözün kısası yazar dostum bu sorumu yanıtlayamadı , şaşırmıştı çünkü herkes onu kutlamıştı , birisi geliyor yakasına taktığı onuru yargılıyor ! Çıkarken tekrar karşılaştık , görmemezlikten gelip yanımdan geçti.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

ŞARLATANLIKLAR - 1 /. SPERMAN