|
Rudolf Hausner/Die Arche Des Odysseus / 1948-1956 /huile-tempera/Historisches Museum der Staat / Wien |
Sanatın kendi varoluşunda yapıtın sanatçıdan çıkıp dışa vurduğunda onun sanat olduğunu , mesajını ,evrenselliğini , estetik kaygılarını , ömrünü kim yargılıyor ; biz mi yoksa yargıcı giysisiyle bu ikilemin arasına girip , yargıcı geçinen "deynekciler" mi? Bu kadar acımasız olmamın nedeni Hausner'i içinizde kaç kişini bildiğini öğrenmek isterim ; inanmazsınız ama örneğin Fransa'da sergilendiğini görmedim , ne kitabını ne de bir kartpostalını . Bir çok ressam da yoktur müzelerinde , Caspar Davit Frederich'i de 1974 de Alman Romantikleri sergisinde görüp , şaşırdıklarında , Roschild'ler kendi kolleksiyonlarından bir tabloyu , Leningrad Müzesiyle takas ederek Caspar Davit'in "Kargalar " tablosunu " Louvre " müzesine astırdılar .
Hausner gerçekten eski resmin tekniğini , fantastik anlatımına , "allégorique" şiirine en iyi uygulayan nadir sanatçılardandır . Harp sonrası aynı vision'u paylaşan beş ressam " Réalism Fantastıque " akımını kurdular ; Rudolf Hausner , Anton Lemden , Ernst Fuchs , Arik Brauer , Wolfgang Hutter 1945 Viyana'da bu ekol'ün öncülüğünü yaptığında , Avrupa'da "apocalyptique" bir harpden çıkmıştı , bir "Orta Avrupa" kültür geleneğinin var olduğunu , herşeye rağmen sürdüğünün kanıtıdır bu ; kendi küllerinden çıkıp , yeniden doğmak . Fantastik kendi içinde bir "allogorie" yi içerir , düşün anlatımındaki ikilemi , fenomen " fragment "larını gerçek yaşantının imgeleriyle bir sentez oluşturur ki acaba hayat gerçekten bir " sanrı " mıdır ? Bir resmi tanımlamak için onu bir isim , ekol , benzetmeye yönelik katagorik sınırlamaya karşıyım , çünkü bu " tanımlama etiketlerinin" arkasına gizlenip, sanatı bir şamata , bir sirk , bir "contemporary" hystérie'sine sokanların amacı sanatı yabancılaştırırmak , kendi kontrollerinde suni bir kültür yaratmaktır. Gerçekten bir tanımlama gerekirse Hausner bir " visioner " dir ki ona en yakın olan Ernst Fuck da anlatım ve teknik olarak eski resmin bir sürekliliğinin ressamıdır.
|
Ernst Fuck |
Sanatçının zamanla hesaplaşması söz konusu olduğunda ; uzun yaşamak her zaman bir handicap olmuştur , bu fazla zaman artığı "içerikte" tekrarı getirdiği gibi , izlediğim kadar tekniği de basitleştirir .Sanatçının parasal kaygıları da eklendiğinde nice önemli isimlerin yaşamlarının sonunda izlenen sonuç yapıtlarındaki tekdüzeliktir. Fuck, para ve ün'e ve de gereksiz mediatik şamataya yönelip ; günümüz resim sanatındaki pentür- tempera tekniğini Hausner , Andrew Wyeth vs. 'le en iyi uygulayan bir usta'dan basit bir ressama dönüşmesi beni hala şaşırtır.
Bu Viyana'lı ressam gurubun içinde ; Anton Lehmden 60 lı yıllarda İstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar okulunda Prof. olarak çalışmıştır . Bir kaç öğrencisi dışında kimse tanımaz onu , çünkü o yıllar herkesin gözü Paris'e bakıyordu .
|
Anton Lehmden |
Hausner' in resminde ana tem'in kendi "autoportrait" sinden yola çıkarak belleğinin " phenomen " panolarını tek tek açtığını , bu portrelerde çocukluğuna ve gençliğine , ailesine ve o düş peyzajlarına gönderi yapar. Uzak yaz denizlerine doğru yola çıkarız , bahriyeli giysisiyle Hausner geri dönüşlerde bu düşün hiç bir zaman kendini bırakmadığını anlatır.
|
Hausner / adam |
Ressam boyayan bir robot değil de resme bir şairin işleviyle yaklaşan , sanatın plastik bir luzumsuzluk değil de rengin ve biçimin dili olduğunu bize anımsattığı için Hausner önemli bir sanatçıdır.
Sanatçıların ikisinin isimlerini yanlış yazmışsınız malesef :)
YanıtlaSil(Ernst Fuchs ve Wolfgang Hutter)