MİDAS'IN MASASINDA


Frigya kralı Gordias'ın oğlu Midas, kendi anısına anlatılan öyküler nedeniyle belki en popüler, en ilginç bir kral'dır tarihte.  Ankara civarında yaşamış bu medeniyet; Frigya başkenti Gordia'da bulunan tümülüs ve yazılıkaya da kalıntı ve mezarlar, gününü içeren buluntularla bu yaşanmışlık gittikce netlleşiyor. Kendisinden, antik tanrılarla yakın ilişkileri ve de onların süprizleri sonucu; eşek kulaklı ve de dokunduğunu altın yapan mucizesi, masallara özgü, excentrique yönüyle günümüze gelmiş ama gerçekte önemli bir lider ; bir yazıtta "..midai lavagtaei vanaktai", çevirisi "..savaşcıları yöneten Midas " bence bu kişiliği daha doğru açıklar.



Midas dönemi, mö.725-695, Anadolu'da demir çağı; doğuda Urartu, Mezapotamya'da Asur," - kral 3. Takulti-Apil-Aserra", gözü hep Anadolu'da. Frig'ler Asur'lularla çarpışmışlardı, sonuçta başka bir düşman, Kimmer'lere karşı bir antlaşma yaptılar. Frig'ler mö. 1000-1100, Trag'dan gelen bir kavim, Paenonia; ilk yerleşim Bithyn'a bölgesi, Bolu, Sakarya, Bursa. Mö. 750 de devletin kuruluşu; Hittit'lerden boşalan topraklara, Kızılırmak'a doğru; merkez Phrygia Magna, Yunan uygarlığının etkisinde Homeros'a göre "savaşcı ve cesur, Arrianos'a göre de "mutlu, yaşamı seven" bir topluluk.


Frigya mihveri- Fransızların "bonnet  rouge" un kaynağı



Yazılıkata




Bugün Yassıhöyük, Polatlı civarında, 1957 de Amerikalı arkeologların başlattıkları kazı sonucu bulunan bir mezar da, ( İÖ. 750-700) yaşlıca bir adam iskeleti; üstünde ağırca bir mavi-mor giysi ki bu renk aseletin simgesi olarak biliniyordu, yani bir kral ölüsüydü bulunan. Ne yazık giysinin renkleri havayla temasta silinmeye başladı. Araştırma sonucu baba Gordıus ya da oğul Midas olabilirdi, evet 50 yıl sonra bu ölünün Midas olduğu gerçekleşti. Mezarda 157 fıçı, seramik ve bronz goblet,
Çanakların içinde kurumuş, kahverengi artıklar, bronz içki kaplarının içinde de sarımsı bir toz uzmanları önemli bir araştırmaya yöneltti. Demir çağına özgü bu kadar detay şimdiye dek görülmemişti. Philadelphia Müzesi Arkeoloji ve Antropoloji uzmanlarından Patrick McGovern "moloküler arkeoloji" konusunda yaptığı çalışma sonucu Kral Midas'ın ölümünde yapılan törende sunulan menü olduğu gibi gerçekleştirildi.



Tüm kapların içinde bulunan yiyecek kalıntıları, yapılan ziyafetin görkemini yavaş yavaş ortaya çıkartmaya başladı. Çok ilginç, bu kapların okside olmuş tabakaları temizlenmeye başlandığında görülen parlaklık şaşırtıcıydı; altına özgü bir renkti bu. Midas'ın tuttuğunu altın eden destanı belki yanlış değildi. Ne yazık o günlerde molekül iyi bilinmiyordu, içki kadehlerinde bulunan tozun analizi yani içkini "breuvage" testi yapılamadı. Philadelphia üniversitesinin sakladığı bu sarımsı toz, 2000 yıllarına doğru sırrını ele verdi. Bu antik biranın sırrı, bulunan asit tartrique, tuz, bal mumu, oxalate de calcium, üzüm, bal ve orge. Bir çeşit bira ve şarap karışması içeren bu içki gerçekten şaşırtıcıydı, soru nasıl yapıyorlardı? Giderek bir bira uzmanı "Midas Touch" adında, orge, müskade üzüm, dağ çiçeği balı ve de safran la %9 alkol içeren bir bira yaptı. Özellikle safran Anadolu'da baharat olarak çok kullanılıyordu, bronz kadehlerde bulunan tozun sarı renk, açıkca safrandı.


                                                                         




50 yıl sonra yemeğin röliefi iyice ortaya çıktı; kimyasal analiz, sıvı ve köpük cromatographie deneyi, mezarda oksijenin çok az olması nedeniyle olumlu sonuç verdi; organi elemanlar, lipide zincirinin çözülmesiyle bulanan büyük sayıda molekül, triglyceride, cholestérol ve acide gras.
Menüde: kıyılmış hıyar, asperges, zeytin, incir, keçi peyniri ve de etli mercimek; alkollü içecekler, bira ve şarap. Et olarak keçi ve koyun; bal, zeytin yağıyla dinlendirilip, ateşte kızartılıyor, fenouil ve anis'le mercimeğe ekleniyor.













Mercimek bugün ne yazık pek popüler değil ama  insanlığın tüm çağlarında belki başlıca gıdasıydı; tüm Anadolu medeniyetlerinin yazıtlarında bu tarımın yapıldığı artık çok iyi biliniyor. Antik ve Roma da aynı; bilmiyorum sürüyor mu? 60 yıllarına kadar İtalya'da yılbaşında geleneksel yiyecek olarak ünlüydü. Midas'ın mutfağının ortaya çıkmasıyla, Pennsylvanie üniversitesi, Unesco aracılığıyla 2000 yılında büyük bir şenlik organize etti; Gordium'da tüm çevre köylülerinin de çağrıldığı bu geleneksel Midas şöleninde, mezarın ele verdiği mutfak aynen sunulacaktı. 2000 kişi katıldı bu yemeğe ve de menu ve etli mercimeği yiyen köylüler buna hiç şaşırmadılar çünkü hala evlerinde yediklerinden değişik hiç bir şey yoktu!
















































Yorumlar

  1. Paşam,
    Yıllar,yıllar önce..Geçmiş zamanın izinde ,galiba 1963 falan. Bendeniz İstanbul'da ilk sinema kulübünü kurduğumda ( Hukuk Fakültesi Sinema Kulübü) Adını yanlış hatırlamıyorsam,İpşiroğlu'nun Hitit Güneşi belge filmini göstermiştim.Taşkışla salonlarında. Siz Akedemelileridne bir sinema kulübü vardı sanıorum o yıllarda. Sinema 7 falan.Biz TİP li ahaliye filmler gösterirdik...Siz de Robert Kolejli güzel kızlara.Sami Şekeroğlu( dünyanın en antipatik sinemacısı) sizdeydi sanırım.Bizimyönetimde Mete'de vardı. Yeri o ayarlamıştı. Ancak bu konuda belge film çok az sanıyorum.Biz de de iyi bir belge sinemacı cıkmadı. Bir ara rahmetli Artun Yeres vardı.Sen bu işi iyi yapardın. Neden ıskaladın,şimdi soruyorum, Hala vakit var.Gittiğimiz Nemrut'da bir belge çekelim. Ben para bulurum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM