GÜNCEL SANATIN BULANIK SULARINDA 2


Bugün güncel sanat "magnat" sı, iki milyarder: Bernard Arnauld ve françois Pinauld, 21 yüzyıl sanat tarihinini acaba bilinçli mi yazıyorlar? Acaba sanat kendi devinimini yapıyor mu? Güncel sanat dediğimiz; niçin çirkin, gereksiz, obscéne, manyak? Bunu  savunanların, alıp, satıp, müzelere, kolleksiyonlara tıkıştıranların art niyetlerinin ne olup olmadığını da bilmiyoruz; acaba giderek unutulan penture'e son darbeyi vurmak; sanat bir şamatadır; siz de yapabilirsiniz! Yine unutmayalım bu "manya" isimler bir dekor, ama akıl hocaları başkalarıdır ; daha iyi açıklamak gerekirse, Türkiye'de bunu yöneten Vasıf Korun'dur, Garanti Bankası tüm yatırımı sağlasa da "Salt " ya da "Platform" adının dışında onun ismini az kişi bilir. Bir "idea-fixe" götürür, kendine sorduklarını kitaplaştırır; " The next Documenta Shold Be Curated by Artist; SMBA? ", yanıtını bilmiyoruz ama yıllardır gölgede yaşayan Güncel Sanat Filazofu, usanmadan savunduğunun bir gün farkına vardığında Sabodh Gupta'nın kap-kaçak'an yaptığı bu kafatasını görecektir.


Suboth Gupta/ Mind Shut Down

Yine bu oyunun uluslararası yönetimine döndüğümüzde, Bernard Arnault'un Paris'de 300 milyon euro'ya mal olan, mimar Frank Gehry'ye yaptırdığı "Fondation Louis Vuitton", geçen yıl FİAC'la aynı tarihe denk getirilmişti ve de kendi güncel sanatçılarını da kendisine rakip olarak gördüğü François Pinauld'ya bir gösteri olarak sunmuştu. Unutmayalım Pinauld, o da Paris'de kendi kolleksiyonunu "L'İle Seguin"de kurmak istedi, projede karşıtlıklar oluştuğunda kızarak, 2005 deVenedik'de Palazzo Grassi'yi Fiat gurubundan 29 milyo euro'ya satın aldı. Daha 1998 de ünlü müzayede evi Chiristie's üstüne çekişmişlerdi ve de sonuçta Pinauld'a kalmıştı. Bernard Arnauld 2001'e kadar bu güncel sanatla ilgilenmiyordu, daha çok Flament ve İmpressioniste penture eğilimliydi, ilk aldığı tablo
Amerikan Ellsworh Kelly'nin monocrome bir işiydi:


fondation Louis Vuitton/ Ellsworh Kelly
Bu konuda bir açıklama yapmak zorundayım; karşı olmak bağımlılığından kurtulmak için tüm "dialektik" sistemlerimi bu mekanda çarpıştırdım, sonuç olarak Ellswort haklı, bu monocrome boşluklar başka tekdüze boş beyinlerle çakışabilirdi, amaç bir boşluğu betimlemekse; monocrom, rüloyla sürülmüş olağan akrilik, eğer bir "hiç"i simgeliyorsa ve de bu sizin "hiç" in betimlenmesi nasıl yapacağınızın resmidir.


Suboph Gupta

Subodh Gupta, yine büyük seçici Charle Saatchi'nin Pinauld'a gönderdiği bir isim. Bu Hint asıllı sanatçı metal çanak çömleğe kafayı sarmış. Nasıl algılarsanız algılayın ama "sıradanlık"çizgisinde, bıktırıcı "installation" lar, tertemiz büyük mekanlardaki anlamsızlık. Bu aptalca kavramsallık numaraları o kadar tavsadı ki paralarını buna yatıranları sergilemek daha ilginç olur.



subodh Gupta

Subodh Gupta
                                                                 
                                                                 NOSTALGIE


Andy Warhol/Shadows

Musée de l'Art Modern'de Andy Warhol'un 1978 de mesen Heiner Freidrich ve Philippa de Menil'in siparişi 100 tuvali sergileniyor. Aynı motifin 17 renk değiştirerek sonsuza dek tekrarıyla bir grafik tasarımından öte hiç bir özelliği olmayan bu nostaljik geri dönüşlerdeki tek ilginç yanı; küratör'ün geçen yıllarda ölen Altan Gökalp'in oğlu Sébastien Gökalp olması.

Andy Warhol/Silver Clauds



Andy Warhol/Duvar kağıdı Cows
Sanatta büyük sapmalar o denli "betonlaşmış" ki onu irdelemek, eleştirmek, yok saymak olanaksız. Kimin, niçin, hangi kavrama dayanarak bize, "emposé" ettiği bir fenomen gününü ve sonrasını ters-yüz etmiş se; artık modası geçmiş "serigraphie", olağan baskıları, silik poloroid'leri evrensel bir "şamata" yaparak asrın sanat tarihini yazanların isimleri: Leo Castelli, Beyeler, Heiner Freidrich, Philippa de Menil'dir.

                                                            PİCASSO.MANİA

Erro





Yine karşımıza Picasso çıkıyor; Grand Palais'deki bu serginin içeriği Picasso'nun etki alanı, bilmiyorum ama böyle büyük bir "cacophonie visuelle" nasıl olabilir. 300 iş sergilenirken, 120 si Picasso. Daha önce söz ettiğim bir boşluktur tuvalin son geldiği yer; sergideki conceptuel bir artistin dediği gibi: " Picasso da bana Duchamp gibi bir özgürlük mesajı verdi; önce yapıyorsunuz, mesaj sonradan geliyor, bir başka dokunuş, boyayın yeter! Sonuçta sanatın bu "güncelliğe" kaymasının asıl sorumlusun Picasso olduğu ortaya bir gerçek.




                                      SANAT TARİHİ NASIL ÜRETİLİR?

Bu soruyu güncel sanatçı Bedri Baykam, "yarı öfkeli", Cumhuriyet Gazetesinde yazdığı makalesinde soruyor ve yanıtlıyor. Daha önce şunu anımsatayım; ülkemizde resim ortamı ki geçmişi çok uzaklara gitmez, Güzel Sanatlar Akademisi ve de dışarısı diye ikiye ayrılırdı. Resmin bir "matah" olmaya başladığı 70 yıllarının sonuna kadar dışarışı pek kalabalık dağildi, çoğunluk Paris'e çekip gitmişti, Nuri İyem dışında. O yıllar ortada paylaşılacak (ün dışında) bir kemik olmadığı halde, yine de kimse kimseyi önemsemezdi, sözüm Akademi ama bu tavrın yine bize özgü olduğunu düşünerek; nedense "farkında olmamak" biraz evrensel galiba. Bu konuda beni önerim ki bunu daha önce yazdım: eğer bir sanatçı dostunuzla hesaplaşmak istiyorsanız, oturup bir "Çağdaş Türk Sanatı" üstüne bir kitap yazın ve de listenizde o kişiyi unutun. Evet yine Bedri Baykam'ı "yarı öfkeli" kızdıran; Halil Altındere! ve Süreya Evren'nin! yazdığı 1986-2006 Güncel Sanat Kullanma Kılavuzu ve de yine Garanti Bankasının parasıyla, "Transglobe" bir yayıncı ismi- araştırırsak altından Vasıf Korun çıkabilir- "Unieashed" kitabıydı diyor Bedri Baykam. Ayrıca yine aynı konuda kendisinin de bir kitap yazdığını söylüyor, ne yazık bu ilk ciltte ne güncel sanatcı olarak, ne de aynı konuda yazdığı kitabından söz edilmemiş. Contemporary Art'ın Güncel Sanat olarak çevisi de eleştiriliyor bu arada. Çocuklar yaptıkları hatayı ikinci ciltte düzeltmişler; Bedri Baykam da bu 51 sanatçı listesinde ismini buluyor! Ama yine o kadar çok unutulan dost var ki; bunun "tarihi saptırmak" gibi büyük bir hata olduğunu, "tuval resmiyle" hesaplaşmak istiyenlerin, onların bilerek seçilmeyişlerinden dert yanıyor.



Bedri Baykam,  kızgınlığını biraz kontrol altına alarak "eski ve genç" dostu Halil Altındere'ye; "Sanat  Tarihi , Nasıl Üretilir" konusunda kısa öğütlerde bulunuyor: "...böyle bir kitabın yazarı eğer sanatçıysa, o zaman on misli dikkat etmesi gerekir" diyor. Eğer gerçekten bilerek yazıyorsa; kitabın başlığı: " Sevdiğim Kavramsal Sanatçılardan Bir Kesit" önerisinde bulunuyor. Sonuç olarak bundan aldığımız moral: Contemporary'nin "tehlikeli ilişkiler" olduğu, zeminin kaygan olduğu, sürekli " self kontrol" yapıp, süpheciliği sürdürmek!














































      
                                            
                                            







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

ŞARLATANLIKLAR - 1 /. SPERMAN