SANATTA AŞAMA;MEGALOMANIE VE MEKAN


Artık insanın "hayal kutusu"nu sanki düşen bir uçağın "kara kutusu" misali arayacağız; düş bozgunu gibi, "modern hinlik" başını almış gidiyor. Bir sanrının kendi şok boyutunda gerçekleşmesi hayal olmaktan çıktı. 3D - üçüncü boyut- çoktan aşıldı; CAO - bilgisayarın yönetiminde laser sistemiyle baskı, MJM - modelage -, SLA - stéreolithographieApparatus - vs.  Bir kartpostal boyutundan kitaba, kitaptan tuvale; bir imgenin makul bir boyuta ulaşması, bizim bakış açımızla orantılıdır. Oysa  büyük tuvalleri boyamak, devasa objeleri kurgulamak için yine sanatçının devasa mekanlara ve bunun siparişini verecek güçlü bir - sponsor - onu destekliyecek global bir - media - yı gereksiyor. İşte bu açılım içinde bir star sisteme oluştu. Tüfeğin bulunması sonucu bozulan "mertlik" gibi, günümüz sanatçıları giderek belki bu boyut'a girerek; tuvaliyle cebelleşen mütavazi ressamı tarihe gömdüler. Bizde bile asistanlarıyla çalışan, belki sözünü ettiğim tekniklerin boyutunda değil ama el değmeden üretilen, sipariş vererek gerçekleştirdiği yapıtını "contemporary" fuarlarında satışa sunan, modernlik fenomoniyle kafasındaki "virtuel"i pazarlayanlar; tekdüze bir görücü prototip yarattılar: bakan ama görmeyen, yargılamadan daha doğrusu - anlamadan -  satın alan, kolleksiyoner olduğu kendisine "ikna" edilen ve de özellikle ülkemizde "müzayedecilerin" dümen suyunda bu sanat oyununun geleceğinden şüpheliyim! Bu oyunun global açılımında, yöneten ülkelerin sanatı bir propaganda olarak impose etmek adına yaptıklarına "sanat savaşları" diyebiliriz.


Geçen yıl Paris, Fondation Cartier'de Cai Guo-Giang gösterisi, sanki çocukluğum naif panayırlarının asrımıza uygulanması gibi bizi şaşırtmak amaçlı ama izlediğim kadar artık kimse şaşırmıyor; anlamıyorum; gözlerdeki doymuşluk nedense bana bir şeyin sonunu geldiğini fısıldıyor: "..artık şaşırtamıyacaksın!". Önceleri Japon'yada "pyrotechnique" - havai fişek- ve barut üstüne araştırmalar yapan sanatçı, daha sonra bu öğrendiklerini sanatla kesiştirerek, gösteri anlamında daha çok "show" benzeri gösteriler, ancak hayalin erişebileceği boyutlarda "instalation'larla" sürdürüyor. Kısa bir süre sonra Venedik Biennali'nin ona getirdiği sükse Pekin Olimpiyatlarının "havai fişek" gösterisiyle, modern müzelere; Mass Moca, Guggenhaim, Fukvoka, Cartier Paris vs. olağanüstü boyuttaki "instalation" lar, megalomanin sınırlarını zorluyor.


Bu sanatçının hayal gücüyle, hayalin büyük boyutlarda gerçekleşmesi yine günümüzün bir mucizesi diyebiliriz. 3D tekniği ile yaratılan aslını aratmayan objeler, installation olarak müzelerin büyük mekanlarında elbet şaşırtıcı işlevlerini yapacaktır. Ne yazık sanatın anlamı yalnız şaşırtmak değil, onun öğreticiliği ve gizeme kucak açan olağanüstülüğü. Artık sirkler nasıl çocukların albenisinde değilse, müzelerde yapılan bu tür şamata'dan da bıkacağız.


Cai -Guo'nun Japonya'da öğrendiği "havai fişek" uzmanlığı; barutu babasının malı gibi kullanma yeteneğini ve ona ünlü müzelerin kapısını açıp, "show" yapma olanağını tanıyor. Büyük boyut tuvalleri yere serip, içi sıvı boya dolu baloncukları barutla patlatarak, rastgele oluşan leke, lavi , benek , lekelerin yarattığı tablolar elbette bir anlam, bir tad, boya kalitesi içeriyorlar. Büyük boyut tuvaller şasiler gerilip sergilendiğinde, show'u görmeyenleri şaşırtıyor ama! Evet bir ayrıcalık bu; canı sıkılan müze yöneticilerinin kapılarını bu tür "şamata"ya açmalarını anlamıyorum!


 Madrid Prado müzesi de Cai-Guo'nun önlenemez keşfinin tuzağına düşmüş; güya sanatçının Buen Ratiro sarayına "harp ve sulh" içeriğinde yaptığı gönderi - show - bile, bana bu mekanlara duyduğum saygıyı silemiyor. Tekrar müzeye girip, gizlice Zurbéran'nın tuvalin önünde eski çağların çekim alanına giriyorum!


Sanatçının bu installation'nunda kavram saptaması ne olursa olsun; ben bir kez bile içeriğini düşünmedim, bir süre izledikten sonra sergi sonucunda bunu nereye götürecekler, hangi araç bunu taşıyabilir, daha sonra sergilenme söz konusu ise, o sürede saklanabileceği mekan, yeniden kurgulandığında, öncekiyle bağlantısı vs.


Genellikle iklim değişiklerinin doğayı altüst etmesi sonucu kentlerde bile yaşadığımız köklerinden sökülmüş bu ağacı böyle bir mekana; bilmiyorum hangi olanaklarla sokup, kavramlaştırmak biraz gülünç. Wei Wei gibi Çinlilerin bize bu denli moral öğretisi biraz absürt!


Cai Guo'nun asıl uğraşısının "havai fişek" olduğundan söz etmiştim. Bunu sanata uygulayıp, "ephemer" bir show'la plastik sanatlara yeni bir bağlantı yapıyor. On dakika sonra onun renkli bulutlları yok olacak, geriye kalan görseller ona gelecek olimpiyat oyunlarında, daha başka açılımlar getirecek!


Şimdi bende kalan izlenim, virtüel sınırları zorlayan bir filmin etkisine özgü kısa bir bellek, tını ve de  aklımda kalan ona benzer bir merak, daha çok bunları gerçekleştiren atölyeler, teknik elemanlar, ortada dönen para ve de sanatçının payı. 21 yüzyılın başında yaşanan bu histeri kısa bir süre sonra tüketilecek, "conceptuel"in son günleri bence. Tüm bu sorunlar giderek "accumulation", - birikme ve yığma - gerçeğiyle karşılaştığında, ileriye dönük, bizi bekleyen "kaos" dan kimsenin haberi yok. Paranın açılımıyla sürekli alınıp, bir gün değerini ölçebileceğimizi sanarak depolara yığdığımız "sanat eserleri, kendi kendilerini yok etmeden kanımca çöp olarak kaderlerini bulacaklardır. Örneğin: Louvre müzesini Fransa'nın kuzeyinde Lans kentinde de açtılar ama gereken sükseyi bulmadı. Belki Arapların para boyutlarına ulaşamadığı için. Konu müzenin açılımı değil; Paris Louvre müzesi, asırlardır depolarında biriken 230 bin tuval, objet, heykel, tüm aklınıza gelebilecek sanat eserini yine Lans kentinde özel olarak kurulan yeraltı "bunker" lerine taşıyor. Seine nehrinin daha önce taşma tehlikeleri bu eserlerin çoğunu rutubet nedeniyle yıpratmış. Görünenin yani çağdaş adına bugün yapılanların, kullanılan malzemenin, devasa boyutların geleceğini hayal etmek zordur. Paranın ve uluslarüstü sanat lobilerinin açımaz yıprattığı, kanayan hayal gücümüzü kendimize saklayalım.




























Yorumlar

  1. Utku Yazıların harika.Devamı gelecek . Yorum hanesi yeni düzeldi.

    YanıtlaSil
  2. Daha çok bu tarz çağımızı irdeleyen yazılara ihtiyaç var gerçekten.Teşekkürler Utku Varlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM