köprünün üstünde



Bir ülkede yaşıyorsunuz , sanatla ilgili ya da ilgisiz  ama bir beğininiz var , kenti daha bakımlı görmek açıkca hakkınız çünkü bir vergi ödüyorsunuz bunun için . Çöpünden tutun da parklara dikilen ağaçlara kadar herşey sizin sorumluluğunuzda. Bir gün evimin çok yakınına tüm Paris'i dolanacak - iç çevre Tramway yolu- projesi nedeniyle buna paralel bu yolu izleyecek bir sanat yolu düşünülmüş ve de ilk 12 km. nin bitimiyle tramway ve  " parcours artistique " Paris'lilere sunuldu. Başlangıç noktası Garigliano köprüsü ortasına pembe renkli metal döküm , içi bir butik görünümünde  ve telefon kabinesi işlevindeki
 bu acaip " alien " objet ; Sophie Calle ve Frank Gehry imzasını taşıyordu , adı da " La Telephone " du. İlk gördüğümde kabullendim sonra da köprüyü yürüyerek geçmediğim için de bir süre sonra varlığını unuttum . . Son günlerde İstanbul sanat çevrelerinde  Sophie Calle ismi büyük hayranlıkla anılmaya başlanınca bir süredir beni sinirlendiren  bu bayanın, Garigliano köprüsüne yaptığını anımsayıp gittim . Gördüğüm bu ne idüğü belirsiz ufak anıt yavrusu , yorgun bir metal yığını , içi dışı " grafitti ", anlatılamaz bir durumda  Bunu media'ya taşımak gerekiyor ;  öncelikle bu ve öteki " sanat yoluna yaptırılanlar "   , hanki amaçla bu projeye katılmışlardır ? kimler  , hangi yetkiyle , kimin parasıyla ? Örneğin bu " acube " kaça mal olmuştur  Kafka'ya yakışan bir yargılama gerekiyor ama yanıt alamazsınız bundan , sayıları fazla olmayan bu " conceptuel plasticien'ler " in yaptıkları tartışılmaz , istedikleri zaman müzelere , saraylara , en kutsal yerlere de girerler , onların arkasında önemli " fondation " lar , önemli isimler , bakanlar, modern müzeler , biennaler vs. Peki başka ne yapıyor bu bayan diye sorarsanın ; kendi dediğine göre 20 yıldır kendi yaşamını başkalarına uyguluyor ve buradan hareketle bir nevi " rontgencilik " ve duygu alanları yaratıyor . Örneğin Venedik Biennali için yaptığı projeye " kendinize bakınız " 107 tanınmış - tanınmamış kadın davet ediyor , aldığı bir mektupdaki son cümleden " prenez soin de vous " bu projenin "lokomotivi oluyor , buna yanıt veren 107 kadın , kendi " halet-i ruhuyeleriyle , Sophie Calle ' i sarsan bu kırılma noktasında sahneye giriyorlar , sonuç plastik sanatlardan öte psikoloji ya da psychatrie 'yi ilgilendiren bu oyunlar , bugün resmin de içinde " çağdaş sanat " adına ön planda yer alıyorlar. Sophie Calle ' in plasticien öz geçmişindeki uç projelerin içinde örneğin ; " görücüleri yatağına davet etmek " , " yatağını bir amerikalıya vermek ", " tükettiği yiyeceklerin aynı renk olması , örneğin pembe - jambon , tarama , çilekli dondurma vs. " , " doğum gününde gelen hediyeleri kabul etmemesi " , Paris'de yılın bir günü yapılan " la nuit blanche " yani bütün galerilerin ve sanat ortamının tüm gece yaşaması projesinde " kendini Eilfel kulesinin tepesinde küçük bir odaya kapatıp , çocukluğunda yaşadığı duyguları tekrar yaşamak " . Bilmiyorum siz ne düşüneceksiniz ama benim içimden kral Übü gibi bağırmak geliyor .

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM