SANATIN BİR ANLAMI KALDI MI ?

eviniz için hazır bir dekor ; Kabe tablosu dahil tüm 30 000 TL.


Erol Akyavaş - Kabe / peinture  2.900 000 TL.
Tüm gazeteler bir müzayede satış rekorunu çok duygusal ve bir övünçle duyurunca - haber aynı kaynaktan geldiği için tüm gazeteler hiç bir yorum yapmadan ve hiç bir sözcük değiştirmeden yayınlandı- müzayedeciye göre yeni bir Türkiye rekoru kırılmıştı , kendi rekorunu yeniliyordu kanımca , alan da bir taşla iki kuş vurmuştu ; çağdaş sanata yatırımının dışında , sermayesinin rengine de çok güzel uyuyordu bu tablo ve kendi ticari synergie'sine katkıda bulunacağı şüphe götürmez , çünkü dikkatle bakarsanız , mavi outremer tinsel bir yeşil'e dönüşüyor , çevresinin de anlayıp anlamaması diye bir sorun yok. Bu konuda , satan ve alan dışında resim piyasasının kulisindeki "cynique " kişiler hemen mutluluklarını açıkladılar :

Çok ilginç, aynı gün Figaro gazetesinde "Basra Körfezi ' nde fışkıran yeni "sanat" yatakları üstüne bir anket" makalesinde Dubai Sanat fuarının ertesi "Sharjah Biennali" yle Birleşik Arap Emirlikleri'de çağdaş sanatın ekonomik  genleşmesine katıldığının resmini ve de arapların contemporary'ye nasıl sahip çıktıklarının bir bilançosunu da gözlerimizin önüne seriliyordu. Dubai artık sanatçıların yaşadığı bir kent olmuş ; Alserkal Bulvarı "Art Plastique" in yerleşim bölgesi yani yeni bir şark SoHo 'su genellikle çeşitli ülkelerden gelenlerin yanı sıra Suriye'li İran'lı ve Arap galeriler "Dubai Art Fair"in bereketli gölgesine yayılmışlar, şimdiden yirmiye yakın galeri ve bu madenin kokusunu almış herkes orada.   Konuya girmeden önce ; nasıl oldu da petro-dolar böyle bir yatırımın oyununa geldi ; oysa bu artık para , islam'ın yayılışı , silahlanma ,  dış ülkelerde politik manupulation , futbol klüplerine yatırım , dünyanın en ünlü kentlerinde emlak spekülasyonu vs. kapsarken aniden biennaller , sanat fuarları şimdi de müzeler , kolleksiyonerler , bir nevi hava atma ama kime ? Her ne kadar kendi varoluşlarından hiç bir taviz vermeseler de çocuklarını batının en önemli üniversitelerinde okutuyorlar ve bu nesil giderek gördüklerini ve yaşadıklarını biraz da olsa kendi ülkelerinde uygulamak isteği , dini inançlara çarpmadığı sürece biraz geçerli oluyor. Örneğin arap emiri SA Sultan Bin Mohammed al-Qasimi'nin kızı Cheikha Hoor , Londra'da Royal Akademi'de peinture  ve çağdaş sanat Curating okuduktan sonra Sharjah Biennalini yönetiyor :



Kızını mutlu etmek isteyen Emir , onun hiç bir kaprisinden kaçınmıyor örneğin Cheika Hoor hiç çekinmeden anlatıyor : " 2002 de babamla Berlin'e gitmiştik , o kendi işleriyle uğraşırken bende bu fırsatta Kassel'e gidip 11 ci Documenta'yı izledim ; beni o kadar etkiledi ki kuratör Okwui Enwezor'u gördüm ve Sharjah'da böyle bir Biennale yapabilme olanaklarını konuştum amacım bir şey yapmak ama her yerde boy gösterenler değil genç sanatçılarla.



Çağdaş sanat adına en uç akımları ve bu lobinin en önemli aktüel isimlerini oraya götürmek katiyen sorun değil ; Belçikalı milyarder Guy Ullens'in Dubai Biennalinde Bir milyon Euro'luk allışverişi ve kendi " Ullen Center Pekin" buraya yönlendirişini duymayan kalmadı , Orta- Doğu'lu genç sanatçı aranıyor ; The Art Newspaper böyle duyuruyordu haberi :

Sarah Rahbar / everything around me has turned to ash - 2011 tekstil

Snilpa Gupta
candida Hofer / foto

Manal Aldowaya / tesbihler



Kısaca anlattıklarım çağımızda artık "absürt" ün giderek  gerçek ve normale dönüştüğünü  ve de artık yargılarımızı da ona göre yapmamızın bir çevirisidir. Geo-politik bakışla bu ülkelerin petrolle aşırı zenginleşmelerini izleyen bundan payını alan , danışmanlığını yapan yine başında bu ülkelere bağımlı özgürlüklerini veren İngiltere , onlara sanatın gerekliliğini nasıl oldu da "empose"etti , bilinmez ! Transcontinentales dergisinde Ami Moghadam bunu "bu ülkelere batı sanat eserlerini sokarken , ne-mene bir alış-verişten kimsenin haberi yoktu , bir süre sonra sanatın önemli bir para yatırımı olduğunu öğrendiklerinde, kendi expert'lerinin de olması için Londra'ya burs verdiler." 2002 de William Laurie Dubai uluslararası yatırım merkezine "Christie" yi açıyor , beraberinde on galeri de buraya yerleşiyor . İngiliz'ler şunu çok iyi biliyorlar ki "contemporary" bir sirktir ; kültür gerekmez lüks bir araba alırken , kendi geleneklerinde "misyonerlik" ya da "sömürgecilik" deneyimlerinden gelen birikimle , bu insanları kendi komplekslerinden arındırıp ama deveyi terk etmeden modern sanat'ın çekim alanına sokabilmekti .

Bu küçük petrol ülkeleri örneğin Dubai ; 2006 da başlayan sanat fuarıyla başlayan genleşme bugün on müze projesi ve o denli mega sanat çılgınlıklarının merkezi oldu . Bir bakanlık gibi oluşturulan "Sanat ve Kültür Yönetimi" nin başına Alman Michael Schindhelm getirildi . Dubai Speed adlı kitabında bu çılgınlığı anlatıyor , Emirliklerin bunu nasıl bir "marketing"  aleti yaptıklarını , dünyanın sanat merkezi olarak düşünmenin artık bir düş olmadığını bize kanıtlıyor. Abu Dhabi bu işi başka açıdan daha çiddi alıyor ; mimar Jean Nouvel'in projesini yaptığı Louvre müzesi örneği bu yıl gerçekleşecek , Guggenheim ise aynı şekilde biraz gecikmiş . Katar ise Doha müzesiyle  değişik bir boyutta çok önemli , bunu başka bir blog'da anlatmıştım ; yine bunun başında yıne Emir'in kızı Cheika Mayassa al Thani var yani sanat kraliçesi ; yeni projesi 2015 de açılacak Müze için Christie's eski patronu Edward Dolman'ı almış ve de bu müzenin mimarı yine Jean Nouvel .
Moral olarak bu anlattıklarım açıkca bir göz boyama ; yani deveden inip bir füzeye binmek gibi bizi şaşırtmıyor ama insanın ve sanatın varoluş evrimine aykırı gösterişler . NASIL OLUR DA KENDİ LAİK EVRİMİNİ YAPAMAMIŞ BİR TOPLUM ; bize bu DAMITILMIŞ sanatı satacak , müzelerine sokacak , bizi SPIN sanatın albenisine yönlendirecek , ben inanmıyorum ;  kültür ve sanat paranın yönettiği bir şamata olmuşsa , bu fildişi saraylar bir "illusion" , bir "mirage" daha çok binbir-gece masallarındaki gibi bir sanrıdır , gelip ve geçecek .Conceptuel diye bir sırt çantası , taburenin üstündeki urgan , asılı dört tesbih bir tuvalin , bir desenin yerini alamaz .  Üstünden atamadığın , gözlerine kadar kapadığın kara giysilerinle Biennel'lere , müzelere ve MODERN'e soyunmak ama demokratik hiç bir özgürlüğün olmamak , daha neler ! İşin ilginç yanı Cheikha Hoor Sharjah Biennal'ini anlatırken , bizden hiç söz etmiyor yazık bu KABE tablosu yakışırdı bu Biennale.






























Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA