Le Monde gazetesinin Art Basel üstüne yazdığı makalenin başlığından da anlaşılabileceği gibi , dünya "para aklamanın yeni yolları" nın farkına varıp , bu entrikanın analizine giriyor . İsviçre bankaları uzun süredir Fransa'da günün konusu olmakta devam ediyor ; önce bir Bakan'nın parası derken İsviçre'den gelen bir haberle 15 bakan ve politikacının da paracıkları orada özenle saklanıyormuş . Kim olduklarını bilemiyeceğiz ama bir portakal çalanın fotoğrafını tüm gazetelerde ve de internet'te görmek olağan. Art Basel'in kurotörü Marc Spiegler bu lobinin önemli bir ismi , daha önce " Fondation Beyeler " in yöneticisi. Sanki yeni duymuş gibi ; dünyanın her yanından gelen paranın yatırım adına bu fuara nasıl sığındığını ve de ne gibi dümenlerle vergi kaçırıldığını açıklıyor. Ona göre "Offshor" bir şirket kurarak yani bu hayalet şirketin vergi cenneti ülkelerdeki virtüel hesapları ve İsviçre'den çıktığı gözüken sanat eserlerinin hayali bir trafiği .
Amacım bu konuya girmek değildi ama aynı sayfada okuduğum ikinci makale daha ilginç bir konuya değiniyordu : Roxana Azimi'nin yazısının başlığı "Venedik'te görüldü Basel'de satın alındı ? Kolay değil", galerilerin ve satıcıların bu iki fuarı önce gösterip sonra satmak gibi kullandıklarını anlatıyordu birinci planda . örneğin Venedik Bienali ticari bir anlam taşımıyor ama Belçika'lı sanatçı Berlinde de Bruycker'in "Kurumuş Karaağaç" adlı eseri 950 000 euro olarak gösterilirken, bu eserin ayrı bir versiyonu Basel'de 250 000 euro'ya satılıyor
|
Berlinde de Bruyckere / L'Orme Calciné |
Bu sanatçı bana İpoustuguy'yi anımsatıyor ; anatomik bir acı , hırpalanmış kadın vücutları , korkutucu ve rahatsız edici bu dünya bir kaos ortamının imgesi gibi belki fuarın en anlamlı sanatçısı .
|
Berlinde de Bruyckene |
|
Berlinde de Bruckene |
Hızlı kazanılan ün, sanatçının burada gördüğümüz işlerinin gücünü aynı hızla tersine çevirecek , daha kolaya gitmek galiba en kestirme yol ;
|
Berlinde de Bruckene |
Yazıda başka bir sanatçıdan , Mark Manders'den de söz ediliyordu :
|
Mark Manders |
,
|
Mark Manders |
Daha önce NewYork MoMa'da önemli retrospektif yapmış bu sanatçının da sorunu ötekiler gibi yorulup "Minimal" bir boşluğa girmesiyle sonuçlanacaktır.
|
Yüksel Arslan/ Art Basel |
Roxana Azimi yazısın sonunda Basel'deki daha önce Venedik Biennalinde görülenlerin etki adına aynı sonuçlar getirmediğini ve de Dirimart Galerisinin sergilediği ve işlerini yüksek derece "sexué" bulduğu Yüksel Arslan'dan söz ediyor. Tüm bir duvarı kaplıyan ressam kolleksiyonerlerin fazla ilgisini çekmemiş oysa galerinin yaptığı "solo show" da galeri yöneticisi Tankut Aykut'un anlatımıyla "..show'a iki bilemedin üç kişi geldi , onlarda Venedikte'de görmüşler , biz yalnız Türk'lere sattık , zaten onlar da ressamı biliyorlardı ! " Sonuç olarak bu adamların Basel'e gidip,büyük masraflarla ve de bu fuarın aşırı taxe'larını ödeyerek fuar sonucu zaten İstanbul'a dönecek bu resimlleri almaları , Akbank Private Banking'in orada özel kokteyler vermesi kadar snob ve absürt . Kanımca sanat öğretisini boşlamış yalnızca "complexe" giderici" bir "thérapie" olmuş haberimiz yok.
Yine dokturmussunuz ustad...
YanıtlaSilRuhunuza saglık...