Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DEVE DİKENİ

Resim
 Şu sanatçı sözcüğünün bir tarifini yapalım öncelikle: SANAT bir dildir; “düşünceler üreten”, YAZI, RESİM, YONTU, MÜZİK, FOTOĞRAF, SİNEMA. Sanatın içeriğin giren bir takım olguları katarsak sonuçta bir dışavurum, insana dair saptama bilgi ve bilinçle içerik bağlantısını “hayal”den alan ve de beğeniye özgü bir yolculuk. Ama bu iç yolculukta sanatçı bireydir, ressam atölyesinde tek dir,  guruplaşma gerektiren öteki sanatlarda yine kendi kurgusunu kendi yönetir; imza onundur. Sanatın belki görünmeyen yüzü ne kadar tecimsel olsa bile, onu pazarlayanların dümen suyuna girmez, Çağdaş Sanatı Desteklemek” adına bir “Zombieland” benzeri dernekler kurup, sanata eğilimli gençleri, daha Sanat nedir kurgusundan uzak, sanatın ruh halinden habersiz, eli kalem.., fırça tutamaz çünkü okulunu saptırmışların bir “SEKT misali kafasını yıkamaz! Ne mene “Kavramsal Sanat” gibi bir can sıkıntılarıyla gerçek sanatı bulandıranlara sözüm.  Bu kuruluşun adı “SAHA” İşte bu " VAKİT GEÇİRME DERNEĞİ"nin yen

GERÇEKTE YAŞADIKLARIM HER ZAMAN BİR SANRI/ ARTFUL LIVING/ RÖPORTAJ: ABDULLAH EZİK

Resim
 1-  “Sanrı”yı “tüm yaşantımda yaptığım ‘tinsel’ gezilerin bir anlatımcısı” olarak görüyorsunuz. Bize biraz bu “tinsel geziler”inizden bahsedebilir misiniz? 1- Yıllar sonra, yaşamak ve görmek adına “yorgun savaşçıyız”, değil ki merak bahçelerimiz daha “tarumar” olmadı. Tinselden önce yaptığım gezilerin, örneğin otostopla dört ay “harp sonrası Avrupa”, burslu yıllarımda yine beş parasız Avrupa kentleri, dingin ve kendine özgü vs. İşte ben buna yaşamışlık diyorum; bundan hareketle tinsel bir uykuya yatmadan önce. Paris’te eski pasajlardaki sahafları, sararmış kitapları karıştırırken bana onları fısıldadıklarını bir gezi kurgusu: “...belki bu yazının içeriğindeki peyzaj artık yok, bombalanmıştı ama hiç belli olmaz,” işte gidemesen bile onun düşüne yatardım! Ama gerçekte yaşadıklarım her zaman bir sanrı: Ostende’da Ensor’un evini ararken, kenti baştan aşağıya örten plajda bir temmuz ayı gri ve rüzgârlı; garip chaislong’larda sırtını rüzgâra dönmüş kadınlar, başka denizlerde duyamayacağın b

AZİZ'E DAİR

Resim
Kadim dostum Aziz Çalışlar'ı anımsadığımda, her kez dünya'ya lanet okurum; ne kader ne yazgı, biliyorum bizi yöneten ışığın simyasını çözmek zor! 1964-65 yılında Bizim Atölyeye misafir öğrenci olarak hiç de kendinden resimle uğraşmak isteğini çözmek güç olacak, güzel bir genç adamı Bedri Rahmi bana tanıştırdı: - " bak reis sana bir öğrenci, meşgul ol, atölyeyi tanıt!"; tanıştık, elindeki kitaplara gözüm takılmıştı, hukuk kitaplarıydı; ben de ona bu mesleğin kitaplarını bile taşımak zor dedim ve bir sehpa bulup, benimkinin yanına yerleştirdim. Aziz ilk kez modelden desen çizecekti, bana dönüp Model Deniz'in bir "nü" olarak kendisini şaşırttığını söyledi; gerçekten Deniz güzel bir modeldi. Bir süre sonra çalışmaya ara vermiştik, atölyeden kim gelirse karşıdaki Şükrüye şarap içmeye gidiyorduk, Aziz'e de teklif ettim ve içerken merak ettiğim soruları yanıtladı: Robert Kolej'den sonra baba mesleği maden mühendisliği okumak için Münih'e gitmiş, bir

BUGÜN YAŞADIĞIMIZ EN BÜYÜK SANRI/Söyleşi: UtkuVarlık-Merve Ertütüncü/ Hürriyet Kitap Sanat

Resim
 1)Serginin başlığından yola çıkarsak, bulunduğumuz dünya bir “sanrı” ürünü olabilir mi? 1- Evren, Dünya, varoluş tümüyle bir sanrı - Hallucination - , ölüm ise  sanrı’ya dair bir dönüşüm! Çok uzun bir süredir savunduğum tez: “Evren beynimizin bir sanrı bahçesidir”. Beynin bize oynadığı oyunlar çok; ölümü gösterip inanç alanlanları yaratınca, işte ona sığınanların labirentinden çıkamıyoruz, yine sanrı ama tanrı fikrini saptırarak ona başka bir boyut saptayamadı, bu kez “korku”ya özgü tüm büyük sapmalar, paradoksal düşler son sergimin çekim alanında, benim şairlerimle bir dialog. Geçen sergimde: “Vanitas Vanitum” her şey bir HİÇ’dir; yine başka bir sanrı’yı işlemiştim; duygudan öte yaşadığımız gerçek verileri sanrı adına yadsıyamayız: daha dün sabah, yakında yerini başka bir teleskopa bırakacak Hubble, bize 67 milyon ışık yılı uzaklıktaki Galaxie NGC 2775’in bir imajını gönderdi; o kadar net ki sanki bir göz bize bakıyor; İşte bu gözü çevreyen milyonlarca yıldız, bizim Samanyolu gibi be

DÜŞLERİN GERÇEK OLDUĞU BİR DÜNYA/ Utku Varlık-Elvin Vural/milliyet Sanat

Resim
1. Utku bey, yeni serginiz Sanrı, pandemi nedeniyle açıldıktan kısa bir süre sonra kapanmış 15 Haziran itibarıyla şimdi yeniden izleyiciyle buluşuyor. ‘Düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara’ açılan bir pencere bu sergi. Peki bu dünya kimin, ne hakkındaki sanrılarından oluşuyor; bu dünya sizin iç dünyanızı mı yansıtıyor?  1- “İnsana dair” yargılarımız genellikle ne kadar sıra dışı ise, bireyin iç dünyası ile “algı” motifini yaratan dış unsurlar o denli bütünlük içindedir. Düş’leri bir asır önce “psikanalitik” çözümlemelerle deşifre ederken bir şeyi unuttuk, herkes kendi peysajının içindedir, belki motifler benzeyebilir ama insan tekildir. Freud’e göre düş.: “bilinçdışı ŞEY’LERİ canlandıran bir yerdir”; işte resim’in sinemanın, literatürün işlevine geldik. Benim yaptığım resim, tam anlamıyla “Figuration Narrative” yani “anlatımcı figürasyon”, belki “Visioner” ya da benim çok etkilendiğim “Fantastik Realist” lerin de etkisinde kaldım, çünkü  bu Viyana’lı ressamlar: Hausner, Fucs, Ant