fırça-silah ya da dışavurumcu soyut ve CIA

Dün The Independent gazetesinin yazdığına göre ; emekli bir CIA ajanının deşifre ettiği sanatın nasıl politikaya , propoganda yoluyla soğuk harp süresince kullanıldığıydı. Eski CIA ajanı Donald Jameson' un anlattığına göre harp sonrası Amerikan soyut dışavurumcu ekolünün en önemli isimleri ; Jackson Pollock ,Robert Motherwell , Willem de Kooning  ve Marc Rothko ,  20 yıl , soğuk harp boyunca , CIA tarafından  büyük sanatcı olarak dünyaya tanıtılmışlardır. Daha doğrusu Amerikan gizli servisi bu ressamlar için harp sonrası 1947
jackson pollock
Robert Motherwel
den itibaren Farfield Foundation aracılığıyla Yeni Amerikan Pentürü sergisiyle başlayan promotion giderek İngiltere' de Tate Galllery daha sonra da Museum of Modern Art (Moma)  New York' da müzeleşmiştir ki bu müzenin kurucularından Nelson Rockefeller'in annesinin de CIA çok yakın ilişkileri bilinir. Bu organizosyonda sanatla köprüleri kuranlar yine bu gizli servisin önemli isimleriydi : William Paley John Hay Whitney ve Tom Braden. Bu tür " manipulation "ların olmasının en büyük nedeni de harp sonrası Amerika'nın Mc Carthy ve J.Edgar Hoover tarafından yönetilmesiydi . Sanatcıların bu konuda bir iş birliği ettiği söylenemez , genellikle bu ressamların çoğunluğu duygusal olarak sola daha yakındı . Peki amaç ne olabilirdi dediğimizde ; sanatın çok önemli propoganda aracı , "imposer" etme , bir fission , etki , metah ve de zamana dayanması. Değerler müzeleştiği an , modernlik fenomenide evrensel bir durum getirmiştir , tartışılmaz , ne yaparsan yap , onlara benzemek zorundasın , taklitcisin , içeriğine ve tekniğine bir yorum getiremezsin , haddimize düşmez onlara sataşmak , bu tapınaklara dışarıdan saygı duymak ve onları onurlandırmak tek görevimiz . Ruslar da bunu kabullendi , nasıl Amerike Bolşoy'a dokunamıyorsa , hiç bir Rus müzesine bu ressamlar asılmadı , resmin o yıllar evrensel bildirisi CIA tarafından belirlenmişti , hiç unutmam ; hocam Bedri Rahmi Eyüboğlu 1960 yılında Rockfeller bursuyla Amerika'ya gittiğinde , orada iyice yıkanıp , kendi deyimiyle ; " allahsız bir Rothko " hayranı olarak dönmüştü , bence bu etki kendine özgü resmini ve şiirini allak bullak etti.


Willem de Knoning

Marc Rothko

Çok ilginç 1972 yılında Londra'da " The Times " , o yıllar daha çok yeni bir "contemporary" concept'i oluşturan , eşi Ileana birlikte tek isim Michael Sonnabend'in bir CIA ajanı olduğunu iddia etmişti . İleana Schapira 1932 de Leo Castelli'yle evleniyor Bükreş'te , 1940 larda New York'a yerleşiyorlar. İşte bu yıllar açtıkları galeriyle bu günün projesi çizilmeye başlıyor.1950 de Castelli'den boşanan İlenea bu kez ressam John D. Greham'la ikinci evliliğini yapıyor. Greham'ın yakın arkadaşları Pollock , de Kooning , Archile Gorky. O yıllar Castelli Paris'de bir galeri açıyor ve kısa bir süre sonra tekrar New York'a dönüyor çünkü sanat merkezi yukarıdaki anlattığım nedenlerle bu tarafa kaymış durumda . 1959 da İleana üçüncü evliliğini Michael Sonneband 'la yapıyor , uzun süredir birbirlerini tanıyorlardı ve de The Times'ın iddealarını kanıtlayan çok somut deliller var bu evlilikte . Çift kısa bir süre sonra Paris'de bir galeri açıp ; Yeni isimler ; Andy Warhol , Roy Lichtenstein vs . Castelli'iyle birlikte önemli bir üçgen oluşturuyorlar . 20 yüzyıl sanat tarihinin yazılması sürüyor . 1971 de SoHo ve Paris'de yeni açılan galerilerde " conceptuel " adına başlayan " heppining ", " instalattion " vs. yeni arayışlar imposer ediliyor , unutmamak gerekir Paris'deki galeriyi Sarkis yönetiyordu o yıllar , bir çok açılışta bulundum . Ortaya sürülen yeni sanatcılar : Gilbert& George , Jeff Koons , Chiristo , Baselitz , Jannis Kounalis Broadway 'deki galeride pazarlanıyor ve de kısa bir süre sonra bu pazara Charles Saathci katılıyor . 2007 de İleana Sonnabende'in ölümüyle milyarları bulan bir servet ve geriye CIA nın yardımlarıyla yazılan bir sanat tarihi kalıyor. Unutmayalım Sanat'ın silahı her zaman manupulation ve yıkamadır , bir " metah " olduğu sürece de " keriz silkelemektir ".






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM