Kayıtlar

Aralık, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

mezopotamya'dan bir yazıt

Resim
Nippur 1330 iö.                             KUYUDAKİ DİNGİN SUDA BANA BAKAN BEN OLAMAM O KANIMCA NANNA'NIN SAÇLARINI ÇÖZÜP TENİNE DOKUNAMAYAN KRAL ENLİL'İN MECLİSİNDE SÖZ ALIP KONUŞAMAYAN KURİGALZU'YA KARŞI SAVAŞAMAYIP , ÇALILARIN İÇİNE SAKLANAN YALNIZCA YÜREĞİNİN SEDİR AĞACININ GÖLGESİNDE UYUYAN BİRİ OLSA GEREK .

Karşılaşmalar 3 - Dostlukların ötesinde !

Resim
"İstanbul'da geçirdiğim Aralık ayının bende bıraktığı izlenimleri , anıyla karışık , biraz da dokundurarak anlattım ve de bitmedi . Bu trafik içinde dostum Emin Çetin Girgin'in Blog'unda bana verdiği yanıtı okumamışım ; Emin Çetin bu kez "mahalle abisi" bir pozda Bedri Baykam'ı korumaya alıp ; benim anlattığım hikayeyi bir başka versiyonuyla ve daha uzun, Bedri'den dinlediğini yani benimkin de bir "dokundurmak " amacı olduğunu , giderek iyi sanatcı oluşumunu zamanın aşamasıyla eş değerde olduğunu ilave ediyor. Önce bu hikayeyi Bedri'ye anlattığımda , bu olayı katiyen anımsamadığını ve çok ilginç olduğunu söylemişti , katılsın katılmasın . Gayet normal 6 yaşında bir çocuk , Şefik Bursa'lını yaptığı Şamatayı nasıl anımsar. Benim senaryomda ; bu hikayeye girişte Bedri Baykam ve asistanları ( kanımca bir şey demediğine göre , Emin Çetin  ressamların böyle "sophistiqué" asistanları olmasında hem fikir , her ne kadar Marksist düş

Karşılaşmalar 2 ; Çağdaş Sanatın " BİZANS " Saraylarında !

Resim
Bu güne kadar bir konuyu ya da bir varoluşu kabullenmem ; bana ulaşan veriler ( argument ) , döküman, yaşanmışlıklarımın ikna edici " varsayımı " sonucu oldu . Dozuna göre yargılarımda değişikler olsa da genelde bir şok yaşamadım düne kadar. Şimdiye dek anlattığım "Nababların" özel hayatlarına girmedim hep vitrinlerinden izledim onları. Şu gün İstanbul'da yaşadığım , bana özgü "agressivité" yi , kafa tutmak ayak-üstü hesaplaşmak ve de benim Don Kişot benzeri ; karşımda da büyük bankaların çağdaş sanat adına kurdukları , benzeri az görülen " Kavramsal Sanat Değirmenlerine " saldırmaya benziyordu. Dostum Ali Hatemi'nin bu kez bizi götürdüğü yer : Garanti Bankasının , Bankalar caddesinde eski osmanlı Bankasını restore ederek kurduğu SALT GALATA ; görsel ve maddi kültürde kritik konuları değerlendiren  genelde saray görünümüne rağmen bence daha çok bir KAFKA dünyasını anımsatıyor . Bana gönderdiği mesaj absüstle fantastik karışımı, örneğin Th

Contemporary 'nin sonu ya da " Si...aşşa Kasımpaşa Ekolü " !

Resim
                                                                                  Jeff Koons                                                               "Balloon Dog" Bu sözcük 1945 den bu yana sanatın yörüngesini simgeliyor. İkinci dünya harbinden kan-revan , açlıkla çıkan dünyamızın halet-i ruhuyesininden bir kurtulma simgesi ; modern olmak da yetersiz , Fransa 'da buna yeni bir katkıda bulunarak " avant-garde " ın da bir ötesine geçmek diye tanımlanmıştır ; malum olduğu üzere " avant- garde " sözcüğü askeri bir terimdir .  Zaten " Pop-Art " la modern daha önce aşılmıştı. Peki amaç ne yapmak ?  Bunu irdelediğimizde , öteki sanatların örneğin yazı , müzik , sinema , fotoğraf vs. içerikte dokunulmazlıklarını hiçe sayarak , contemporary'ye göz alabildiğine geniş ufuklar açmak ; herhangi bir " jest " , tavır , objet , kendiliğinden sanat olma özgürlüğüne kavuşmalarıdır. Modern hiç olmazsa sanatın gününü geçmişle yargılama &

karşılaşmalar 1 - cour de soir -

Resim
Bir kaç gün için İstanbul'dayım , ne garip, bu kent bana bir " ikinci " gün  hüzünü verir ; belki de yaşanmışlıkların " ertesi günü, pişmanlığa benzer bir şey . Aziz Çalışlar 'ın ölümüyle perdeyi kapatmıştım oysa nice dostlarımın ve yaşanmışlıkların külleriyle kaplı eski bir volkan görünümü , mekanların sanki belleğine işlemiş . Ya kalanlar diye sorarsanız ; dostlukların paradan daha önemli olduğu günleri yaşadığım için, tanıkları , eski beraberlikleri bir- fenomen fişi gibi- belleğim onları, kendi arka odasına yerleştirdi . Düşledikleri ortamı ve konforu buldular , " contemporary'nin bereketli toprağında bir compleks aşamasındalar , büyük sanatcı ve onur listelerinde , müzayedelerde çığırtganlara kendini ;  " işte yeni bir baş eser " dedirtmek mutluluğu , Sotbey's in atına binip , Dubai'yi fethe çıkmak  artık bir " illision " değil Şamata yapmak sanki gereklilik , bu absürt dışa vuruş , can sıkıntısından öte bir şey getiremiy