UZAKTA FIRAT

Sanki buralarda yaşamışşım gibi bir duygu var içimde , sürekli o ikilemi yaşıyorum ; zaman silememiş taşların belleğini , kil , granit ya da mermer :


sonra o ağacın altına oturup uçsuz bucaksız Fırat ovasına bakıyoruz ; ufuk tarifsiz bir mavi , bereket de mutluluk gibidir bir gelir bir gider ama o berekete kimler gelmedi , ne hesaplaşmalar oldu bu topraklarda ,


Argisti'nin oğlu Sarduri anlatıyor :
Fırat durgundu ama oradan karşıya geçen hiç bir kral yoktu şimdiye dek.
Tanrı Haldi'ye yakardım , Urartu tanrıları Teişeba'ya Şivini'ye içimi döktüm ;
          Tanrılar béni dinlediler , bana yol açtılar , Tümeiski önünde

           askerlerimle karşıya geçtim .

Amaç aslında eski bir düşü gerçekleştirmekti , bir türlü gidemediğimiz Nemrut dağı ; daha önce gidenler ; katırla , eşkiyayla , gece - gündüz , sıcak - soğuk ; dostlarımın izlenimleri tüm imgelerini toplayarak yola çıktık , göz alabildiğine boşluk, çıktıkca Fırat  çok uzaklarda ışıldıyor , olağanüstü bu peyzaj başka bir gezegende olmak mı acaba ?


Gözleriniz Fırat'la yolculuğa çıkıyor , ufuk yok ; Assur , Sümer , Akkad , Babil ta uzaklarda Kral 2. Sargon'un sesi kulaklarınızda :
Ben Assur , Sümer , Akkad Kralı 2. Sargon , dünyanın dört yanının egemeni Kral , ben eşşiz Kral ; tanrılarla yapılan anlaşmayı bozup , vergisini vermeyen Melid kralı Tarhunazi'ye karşı ordularımı gönderip kentini bir vazo gibi ezip, kırdım yıktım

     

Nemrut bir " mythe " bugün , duymayan yok , kolay gidilemez olması belki bir avantajı , gördükten ve onu yaşadıktan sonra I. Antiochus'u ve onun hayal dağını daha da iyi düşlüyorum . Osman Hamdi Bey oraya gidene dek , yöre halkının , o çağda bunu nasıl algıladıkları , nasıl korkuyla o dağdan indiklerini ve dağla ilgili anlattıkları masalları bilmiyoruz belki lanetli bir dağdı , kralın da dediği gibi "..kim gelip mabetimi yıkarsa tanrılarımın gazabına uğrasın ."


Daha sonra 1890 da bir Alman  arkaolog ,  Karl Sester geliyor , bu anıt mezarın gerçek autopsie'sinin yapılması , gizeminin çözülmesi kolay olmuyor ; Mısır'da , Azdek'te vs. olduğu gibi , Antiochus 1 mezarını kolay ele vermemek için ; mezarı çakıllarla kaplı devasa bir tümülüsle örtüyor . Anıt mezar tümülüs ve teras kayaya oyulmuş ve doğuya ve batıya bakıyor . Kralın gerçek mesajını doğunun ve batının inançlarını tek bir dinde bağlamak :


                       
Seleucides dynastie'den  (mö 281-261) gelen  Antiochus Theus 1. ( kurtarıcı )  Seleucos'un oğlu , annesi Apama asil bir Persan . İpsos savaşına babasıyla katılıyor ve "satrapies-doğu" y'a yönelmesi bununla başlıyor .


Antiochos 1.
     Babasının öldürülmesiyle başa geçen Antiochos 1., Kapados Kralı Ariaratha 3'ü bir meydan savaşında yenerek  Fırat'ın yolunu açıyor .


     
Gerçek statü 9 metre olmasına rağmen bügün 2 metrelik bir baş kalmış , beş büyük statü her iki yanında arslan ve kartal figürlerini içeren heykeller : Apollo - Minfhras , Jupiter - Oramasde , Helios - Hermes Artagnes - Herkül/Ares ve bereketli Ülkesi Commagene :


Bu mayıs ayında doğa bir şenlikti , yaşadığımız iki fenomeni ben çözemedim ; tepeye doğru yalnız bir bitki örtüsü yer yer heykellerin çevresinde görülen aşağıya doğru daha sık , yeşil değil kırmızıydı :



Bu Coccinelle (coccinus écarlate) göz alabildiğine Nemrut'u kaplamıştı . Bir "métamorphos" ama nedeni bilinmez , ikinci fenomen ise bence akıl-almaz güzellikte bir kuş da , bence Antiochos'un ruhunun ona geçtiği Huppe Fascie :

Abubilla
dikkatli bakın Antiochos1.'in ta kendisi , tepede gördüğümüz tek kuştu !































Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM