HAYAL MÜZELERİ 5 / ALBRECTE DÜRER- MELANCOLIA

Albrecht Dürer / Melancolia - 1514 / bakır üstüne gravür 23.9x16.8 cm.

Dürer ve melankoli meleğini uzun yıllar önce bir dergide - kanımca " L'oeıl " dergisi - gördüğümde , öyle bir çekim alanına girdim ki , gördüğüm düşlerin bunun yanında çok yavan kaldığını  ve de ilk kez bir resmin analizinde sembollerin dili ve anlatımın önemini , resim çizmenin bir yetenek ötesinde , ressamın bilgeliğinin önemini kavradım. Resmi öğrendiğimiz yıllardı ; Picasso'dan , Dufy'den giderek Rothko'dan vs. artık bunalmıştık ama kimse çıkıp Dürer'den söz etmiyordu , gravür sanatından da fazla haberi yoktu milletin .Bize resim öğretenler o yılların , günün moda akımlarını ressamlarını kopya etmekten öte , müzeleri de doğru dürüst dolaşmamışlardı . Daha sonra Dürer ve gravürüne Avrupa kentlerinde dolaşırken bir kaç müzede rastladım  , Melancolia'nın gizemini araştırmak adına fazla bir döküman yoktu , harp sonrası sanatının düşünürleri günün modasını düşünüp tartışıyorlardı , yorgun Avrupa geriye değil hayran olduğu sanatın olağanüstü modernizm aşamasına bakıyordu . Sonuçta resmin dilini çözdüm , tüm sembolleri , şifreleri  ve de bugün çağımızın hastalığı stresse , depresyon , melancolie ; beynimizin bizi başka bir dünyaya , zaman ve mekan ötesi o derin karanlığa sokması gibi . Daha çok Gerard de Nerval'in 1855 de kendini Paris'deki Vieille-Lantene sokağında asarak öldürmesiyle ,  "Aurélia ya da düş ve hayat " kitabındaki El Desdichado ( sonnet ) şiiriyle Dürer'in Melancolisi actüel oluyor . Şiirin çevrildiği zaman buharlaşmasına inandığım için fransızcasını koyuyorum :

                                         Je suis le Ténébreux, - le veuf , - L'inconsolé
                                         Le Prince d'Aquitaine a la Tour abolie
                                         Ma seul étoile est morte , et mon luth constellé
                                         Porte le SOLEİL NOIR DE LA MELANCOLIE.

Bir süre sonra Nerval'in "Doğuya Yolculuk "- 1851-  kitabını okuduktan sonra , İstanbul'u anlatırken Pera'da yaşadığı sanrının ; onu sonuçta nereye götürdüğünü görüyoruz . Demek ki Nerva bu Melancoli valiziyle dolaşıyormuş o Doğuyu .
Gravür ufak boyutunun tam tersi olağan üstü eleman ve sembol içerir ; hepsi kendi içeriğinde anlatımın sentetik yapısıyla konuyu derinleştirirler : Oturan ve dalgın meleğin elindeki " compas" , kemerine asılı "Anahtarlar " ve dizindeki kitap , yanında değimen taşına oturmuş Putto  ki bu iki figürün bakışlarında bizi allégorique bir çekime götüren bir derinlik var . Figürlerin arkasında binanın bir köşesi , duvarda kum saati , güneş saati , bir çıngırak , bir terazi , bir merdiven ve de sihir karesi :



Önde marongoz aletleri  rende, testere, cetvel çiviler vs. taş gülle , bir polyéder , ayakları bağlı bir koyun


Geride peyzajda suyun yüzeyi , Melencolia panosunu taşıyan yarasa , gök kuşağı ve bir kuyruklu yıldız :


Tüm semboller üstüne bilim adamların yaptığı yorumlar çok ilginçtir ; Dürer gerçekten içerikte çok titiz ve gününü yansıtan elemanları tesadüfen koymamıştır . Örneğin , 1513 ve 14 de "Ensisheim meteroiti " görülmüştür . Ön plandaki yontulmuş taş blok : "Rhomboedre" , jeometrik olarak bir simetriyi içerdiğine göre ; meleğin bu problemi çözmek düşüncesini öndeki testere ve elindeki kompas'la bağlantı kurulabilir. Tüm anlamıyla bir rönesans esprisi , Luther'in öğretisine rağmen kendi inançlarına , simya ve gökbilimiyle kendi merak kapılarını açıyor , "kimim" diye bir soru sormanın zamanı .
80 yıllarında Nurnberg'de yaptığım bir sergide "Dürer'e saygı" resmim bu "Melancolia"dan esinlenmişti .
Açılışta Nurnberg müzesi yöneticileri , müzelerindeki Dürer'den etkilenmiş ya da hommage adına yapılan bir kolleksiyondan söz ettiler , benim resmimi çok sevdiklerini eğer kabul edersem bir değiş-tokuş yapmak istediklerini de eklediler . Karşılığında bana müzedeki Meloncolia'nın orjinal bakır plağından belli sayıda basılmış bu gravürü vereceklerdi , kulaklarıma inanamadım ve kabul ettim . Şu anda evimde baş köşeye asılı ve hergün bir sembolüne bakıp düşünürüm .
90 yıllarında ise yazar Demir Özlü Avrupa kentlerini dolaşırken yolu Nurnberg'e düşüyor ve kent gezilerini anlattığı " Ne Mutlu Ulysses Gibi " kitabında benim bu resmimle karşılaşmasını anlatıyor :
Bir gün , köyde , on kilometre ötede dinlendikten sonra , yağmur çisele de Nurnberg'i dolaşıyorum . Albrecht Dürer'in evi Nurnberg'de . Eski kentin hafif yükseldiği yerde , uzun bir geçide dönüşen sur kapısının yakınında , küçük bir taş alanın kıyısında , köşede . Tam bir 15. yy . evi . Dört katlı , tahta , alçak tavanlı . Eski kentin üst bölümünde . Okul çocuklarıyla dolu ev . Rönesansı Almanya'ya getiren büyük ustanın evindeki tabloların sanırım hepsi kopyaları . Ama evi ziyaretten sonra , surların dışına çıkıp ,  sur dışında da uzanan kenti biraz dolaştıktan sonra yeniden aşağıya inerek İstasyona yakın bir yerde Ulusal Müze'de bulacağım o resimlerin birçoğunun asıllarını . Rembrant'ın iki çok ünlü resmini de orada bulduğum gibi . Ama ünlü Melancoli'nın bir kopyasını , gene Dürer'in evinde göreceğim . Nedir bu resmi yapan mistik ? Sonra da bir Türk ressamını - Utku Varlık'ı - ona bir " hommage " yapmaya zorlayan bağlılık ?

Yorumlar

  1. Bu güzel resimle ilgili ayrıntılı analizi okumak keyif verici...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha güzel bir analiz için bknz. KAYIP SEMBOL .Dan Brown .

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM