Wermeer nasıl kopyalandı

1995 aralık ayında , Télérama dergisinde çok ilginç bir haber okudum ; Han Van Meegeren'in Wermeer adına yaptığı tablo " Cene " ,  Hotel Georges V 'de ünlü satış komiseri Jacques Tajan tarafından açık arttırmayla  satılacaktı . Uzun yıllardır her türlü detayını , simyasal gizlerini okuduğum , araştırdığım ve de bütün bu verilerden edindiğim ön yargılarımı sonuçta gözlerimle çözecektim. Dergide ayrıca benim arşivimde olan aynı roprodüksiyon " Cene " 'ye tekrar baktım ; hayır olamaz , Wermeer böyle komik bir tablo yapamaz ; figürler "menhus " ruhlar gibi rahatsız, tüm yüzler tek bir yüzü içeriyor ,biraz karikatür , detay hemen hemen yok , renk çok az ; bitüm, ocre ve kırmızı vs. Bir ressamın erken dönemini de içerse , o ressamdan hiç bir iz yok. Tablo üç gün sergilenecekti satıştan önce  gittim ve girdim sahte gazeteci kartımla . Evet  Van Meergeren'in  1940 yılında Fransa'da Nice kentinde yaptığı " A LA MANIERE " " Cene " gözümün önünde.  Bence her şeyin bir belleği vardır , madde yaşadığı süre içinde eskimişlik adına zamanı kendi bellek katmanlarına kaydeder. Bu gün ADN dediğimiz bir süre sonra renk ,ses ve koku olarak daha kolay detekte edilecektir. Ben tablonun "tinsel " romanını " okumaya başladım ; örneğin : Van Mergeren 14 Wermeer yapmış yaşamında . Cene'den önce " Le Christ et la femme Adultere  o güne göre çok büyük bir fiata satılmıştı . Giderek tüm tablolar önemli müzeler ve kolleksiyonlara alındı ama bu tablonun öyküsü çok ilginç : önce Hollanda'nın en ünlü sanat tarihcisi ; Dr Bredius  -80 yaşlarında- " Bulingto " dergisinde yazdığı yazıda , bu " başyapıtı " Hollan'da adına selamlıyor.   " La societé Rembrandt " tabloyu ülkeye mal etmek için büyük bir kampanya açıyor . ünlü Wermeer  expert'leri Dr. Martin ve Dr. Schneider , Rijk müzesinin müdürü Jonkheer Roell çok büyük bir parayı gözden çıkartmanın zamanı geldiğini vurguluyorlar. Tablo Rotterdam " Boymans " müzesine alınıp , Kraliçe Wilhelmine'nin de katıldığı açılış görkemli oluyor. Müzenin kurucusu M.Van Beuningen bu tabloyu almak için müzedeki bir Goya, bir Tintoret ve de bir Watteau'yu elden çıkartmış. Bu tablo da ötekiler gibi Wermeer'in gününe rastlayan , kolay bulunabilen ressamların tuvalleri üstüne calışılıyor. Örneğin Van Meegeren Cene için Fransız ressam Houdin'in " av sahnesi " tablosunu bir antikacıdan sayın alıyor. Unutmayalım 1932 den bu yana teknik adına epey deneyi var ; önce tuval ince bir zımpara ile üst katmandaki boyanın düzeye indirilmesiyle çalışabilir duruma getiriliyor , 17 yüzyıl da kullanılan tüm malzemeninde bulunması gerekli. Pigment , bezir yağı , damar verniği , bitüm vs. Mavi renk için Wermeer'in kullandığı Lapis- lazuli Londra'ya ısmarlanıyor. Boyanın ve verniğin kuruması,başlı başına bir sorun ; zamana bırakırsak çok uzun , Meegeren bunu fırınlayarak yapıyor , bunun için çok zahmetli denemeler yapmış , boyaların ısıya dayanabilme oranları, renklerin ışığa karşı daha çok gün ışığına karşı hassasıyet dereceleri değişik. örneğin bugün ünlü boya markaları , yaptıkları boyayı güneşe bir yıl boyu sergileyerek denerler. Bu teknik işlevler becerildiğinde iş , son olarak uzmanların eski bir tablonun kimliğini bulmak için yaptıkları çok basit teste kalıyor , bu da tablonun bir köşesine bir damla alkol damlatmak ; eğer boya taze ıse alkol boyayı eritir , üzerinden bir iki asır geçmiş bir boya buna dayanır. Meegeren bunun da çaresini bulmuş ; " bakalite ", o günlerde bulunan mücizevi bir alışım , plastik öncesi diyebiliriz. Genellikle ev eşyalarında , radyo vs  her türlü elektronik eşyayı kaplıyan sert bir alışım . Bakaliti toz haline getirip boyaya karıştırıyor , sonra tuval fırınlandığında bir bileşim oluşuyor ki kuruduğunda alkol testine eski bir boya gibi dayanıyor. Bence olağanüstü bir kişilikle karşı karsıyayız ,  " sanata her çağda bulaşan akıl hocalarına , deynekcilere" iyi bir ders . Kader onun bir resmini de Goering'in almasıyla tarihe daha iyi mal etti. Ayrıldığı eşi , çılgınca para harcaması , kendini ele vermesine neden bir takım veriler  sonucu 1947 de yargılandı , bir yıl hapis cezasını hapishanede kurduğu atölyesinde geçirdi. Dünyanın her yanından o kadar sipariş gelmişdi ki hepsini yapması olanaksızdı , çıktıktan kısa  süre sonra öldü. Paris'deki  satışda "Cene " yi kimin aldığını bilmiyorum ama Maitre Tajan 'ın şu sözleri aklımda kaldı :  " bu tuvali alacak olan bir taşla üç kuş vurmuş oluyor
1-Wermeer 2- Meegeren 3- üstüne Wermeer yapılan tuvalin asıl ressamı , wermeer'in çağdaşı , önemli bir ressam Hondius .

                                               

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. bu şeytani bir zekaymış. aksi karşı taraf tarafından inanılmayacak bir yöntem izlemiş-gerçek kendi ağzından söylenmiş olsa bile. Emeğe saygı demeliyiz galiba buna

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR MÜZEDE OLMAK YA DA OLMAMAK - LEVENT ÇALIKOĞLU

UTKU VARLIK - SANAT AYRICALIKTIR / HELİN KAYA

GÜLÜNÇ BİR ADAMIN DÜŞÜ - BEDRİ BAYKAM